logo

08 Haziran 2019

Çalsa onda olurdu sendeki korku!


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Yıldız Tilbe, Yeni Akit tarafından gençliğin imanını çalan şarkıcılar arasında gösterilince şöyle demişti: “O kadar kolay mı ayol iman çaldırmak, ben kimsenin imanını çalmadım, nerede bıraktıysanız orada arayın…”

Çok basit ama hınzırca da etkili bir cevap.

Hem herkesin aklına gelebilecek basitlikte hem de herkesin kuramayacağı yoğunlukta veciz anlatıma edebiyatta sehl-i mümteni deniyor.

Ona yakın bir örnek sayılabilir, derdini en yalın espirisiyle aktarmayı başaran bu özlü Yıldız Tilbe cümlesi.

‘İmanınız bende değil, nerede unuttuğunuza bakın’ demeye getiriyor. ‘Sizdekini çalsam bende olurdu ayol öyle çaldırılabilecek zayıflıkta iman’ dese, cuk oturacaktı halbuki sehl-i mümteniye.

‘Sehl’i dile kolay söylenmesinden geliyor, alelade ve harcıalem görünmesinden. ‘Mümteni’si ise olmayacak, beklenmeyecek çarpıcılığından.

Olmayacak kolaylığına rağmen, olmaz dedirten yüksek bir tesire sahip ifadeler böyledir.

İslam Ansiklopedisi’nde gözüme çarpmıştı, Fuzuli’nin “Sende iman yok ki sen aldın diyem imanımı” dizesi buna verilen örneklerden biri.

Dolaylı, karmaşık yanı yok. Şaşırtıcı bir doğallıkla tek mısrada döküyor ortaya meramını. Basit ve kısa ama bir o kadar da güçlü ve uzun bir anlatım, düşündükçe açılıyor zihinde.

Bir edebi sanat olmakla birlikte, güdük örneklerini siyasette de sıkça görmeye başladık.

AK Parti Grup Başkanı Prof. Naci Bostancı’nın şu Twitter mesajı mesela:

“Türkiye’de kaç tane Pontus kalmıştır bilmiyorum. Olanlar da Türkiye vatandaşı ve herkesle eşit haklara sahip. ‘Bize Pontus dediler’ üzerinden ırkçılığa seslenerek bir toplumsal dalga yakalamak isteyen siyaseti kınıyorum…”

Hoca burada şaka yapmıyor, sehl-i mümteni de değil ama basbayağı tecahülüarif sanatı yapıyor.

Sıralı paylaşımlarından şuna bakın:

“AK Parti’nin ayrımcı dile yaslanan ‘Pontus’ başlıklı bir gündemi yok. Fakat anlaşıldığı kadarıyla ‘bize böyle denildi’ köpürtmesi üzerinden mukabil bir kampanya var. Hangi taraftan baksan haksız, yersiz ve aslında inceltilmiş ırkçılık kokan bu kampanya çok yanlış…”

Hayır hayır, tabii ki bilmezden geliyor, hem bu ülkede yaşayıp hem de dünya alemin bildiğini bilmez olur mu!

Bal gibi biliyor ‘Pontus ve rum’ laflarının kimden çıktığını. ‘İmamoğlu kampanyası size söylüyorum, bizim Yıldırım kampanyası siz anlayın, suyunu çıkardınız’ demeye çalıştığı aşikar.

Şu ikazını da alın:

“Kazanalım da nasıl olursa olsun araçsal aklının egemenliğindeki bir kampanyanın yıkımı, sanıldığından daha fazla olur. Partiler farklı olsa da ülkemiz aynı. Dostlara duyurulur…”

Hoca’nın uyarısının muhatabı açık değil mi? Demek ki kendi kendine uydurmuyor İmamoğlu taraftarları. Yersiz alınganlıktan da değil. Ona Pontus ve Rum diyenler var. Muhalefeti karaladığını zannederken ırkçı nefret suçu işleyen ‘dostlar’ var. CHP ile İYİ parti kendi kendilerine gelin güvey olmuyor, kendileri çalıp kendileri oynamıyor.

“Aşk dersindeki zorluğu Yahyâ nasıl halleylesin / Söyleyenlerin kendisi bilmez bilenler söylemez” mealindeki Şeyhülislâm Yahyâ beyti de sehl-i mümteni örneğidir. Yani benzerini söylemek zor.

Fakat uyarlayarak sehl-i mümteni yapabilirdi bu mesajlardan Hoca:

Irkçı nefret söylemleriyle nasıl savaşsın bir başına garip Naci Hoca/Ki Pontus karalamalarını dün suçlaştıran kurban bugün savunur/Külahlar değişti, dün savunanlar da bugünkü mağdurlar/ Ne kanun ne Allah korkumu aldılar/Onlarda yok çünkü ikisi de hala bendedir.

(KARAR)

Etiketler:
Share
271 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...