logo

04 Haziran 2019

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu!


Elif Çakır
e.cakir@gmail.com

Yüksek Seçim Kurulu, daha önce haklarında suç duyurusunda bulunduğu ilçe seçim kurulu başkanları ve seçim müdürlerini şimdi tekrar görevlendirerek onlara güven duyduğunu ortaya koydu!

Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dediğim bu…

***

Tarih 2 Mayıs 2019…

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz yaptığı basın açıklamasında şöyle dedi:

“Bütün belge ve bilgiler sandığın başında bir şeylerin döndüğünü, seçim öncesi ve sonrasında seçim kurullarına kadar sirayet eden usulsüzlüklerin ve kanunsuzlukların olduğunu gösteriyor. İlçe seçim kurulu başkanları liste çıkarak sandık görevlisi belirledi. İstanbul’un her yerinde organize işler yapılmış. Birileri FETÖ ile işbirliği yapmış olabilir. Biz diyoruz ki kanunun tamamen dışına çıkıldı. Önümüzdeki günlerde çok soruşturma çıkacak.”

Tarih 6 Mayıs 2019…

YSK, hukuk tarihine kara bir leke olarak geçen İstanbul seçimleri hakkındaki kararını açıkladı ve dedi ki:

* İstanbul seçimlerinin sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı kısmı “Bir kısım sandık kurullarının, ilçe seçim kurullarınca kanuna aykırı oluşturulması ve bu hususun da seçim sonucuna müessir olması nedeniyle…” iptal edilmiştir.

Ve…

* “Kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirmelerini yapan ilçe seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürleri ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına oy çokluğu ile” karar verilmiştir.

YSK, 23 Mayıs’ta İstanbul seçimlerinin iptaline ilişkin 250 sayfadan oluşan gerekçeli kararını açıkladı. Ancak kısa kararında suç duyurusunda bulunulacağını duyurduğu “seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürleri ve diğer sorumlular” hakkında YSK’nın hukuki bir girişimde bulunup bulunulmadığına dair başka bilgide yer almadı.

Ta ki 29 Mayıs’a kadar…

YSK’nın resmi sitesinde yer almayan “suç duyurusu” haberini kamuoyu Sabah gazetesinin “İstanbul İl Seçim Müdürü Fidan Şener şüpheli sıfatıyla ifade verdi” başlığı ile duydu. Habere göre, “YSK, 31 Mart seçimlerinde kanuna aykırı sandık kurulu görevlendirmelerini yapan ilçe seçim kurulu başkan ve üyeleri ile seçim müdürlere ve diğer sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Oy usulsüzlüğünün ortaya çıkmasını engellemeye çalıştığı ifade edilen İstanbul İl Seçim Müdürü Fidan Şener ve Şişli İlçe Seçim Müdür Hatice Çelebi, şüpheli sıfatıyla ifade verdi.”

Habere göre, “soruşturma kapsamında, sandık görevlilerinin kamu görevlileri dışında atanması ve listelerin nerelerden temin edildiğini araştırıldığı” kaydedilmişti. Ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştiriyordu. (29 Mayıs, Sabah)

Yine aynı gün iktidara yakın başka bir gazete hemen hemen aynı içerikle haberi “Seçimlerde usulsüzlük soruşturması: 10 müdür şüpheli sıfatıyla ifade verdi” başlığı ile duyurdu. (Güneş)

“İstanbul seçimlerinde usulsüzlük soruşturmasında 11 seçim kurulu müdürünün ifadelerine başvuruldu.” (Akşam)

Anadolu Ajansı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına çağrılan bütün ilçe seçim müdürlerinin isimlerini ve kendilerine yöneltilen soruları servis etti.
İsteniyordu ki, İstanbul’da seçim kurulları yanlışlık, yolsuzluk yapmış, hatta oyların “çalınmasına“ göz yummuş diye bir kamu oyu oluşsun…

Tarih 2 Haziran…

Akşam saatlerinde medyaya bu kez “YSK’dan İstanbul seçimleriyle ilgili flaş karar” başlığı ile YSK’nın soruşturma geçiren kurul başkanlarını yeni seçimde de görevlendireceği haberi düştü.

Soruşturma geçiren Şişli İlçe Seçim Müdürü Hatice Çelebi, Şişli 1’inci İlçe Seçim Kurulu üzerinden YSK’ya bir dilekçe yazarak ve soruşturma geçiren ilçe seçim müdürlerinin 23 Haziran’da yapılacak olan seçimlerde görev alıp almayacağı konusunda görüş isteyince…

Haklarında soruşturma başlatılan ilçe seçim müdürlerinin ve il seçim kurulu başkanının yenilenen seçimde görev alacakları ortaya çıktı.

Sayın Çelebi ve ilçe seçim kurulu başkanı Ahmet Vedat Güneş YSK’ya müracaatta bulunmasalar meselenin üstü kapatılmış bir gerçek gizlenmiş olacaktı.

Peki bu nasıl olabiliyor?

***

YSK, 6 Mayıs’ta ilçe seçim kurullarını gerekçe göstererek İstanbul seçimlerini iptal etti.

İlçe Seçim Kurullarının müdürleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının terör örgütü üyesi zanlısı ve organize suçlar savcıları tarafından günlerce “şüpheli” sıfatıyla ifadeleri alındı.

Medya, ifadeleri alınan ilçe seçim müdürlerinin haberlerinin çarşaf çarşaf haberlerini yaptı ve adeta terör suçlusu muamelesi yaptı.

Şimdi YSK diyor ki, aynı seçim müdürleri ve ilçe seçim kurulları üyeleri ile seçimlere gidilecek.

Peki, bu nasıl olacak?

Haklarında terör soruşturması başlatılan bu ilçe seçim müdürleri, başlarında soruşturma sopası sallanırken görevlerini nasıl yapabilecekler?

Şişli İlçe Seçim Müdürü Hatice Çelebi, YSK’ya yazdığı dilekçesinde şöyle diyor:

“Biz seçim müdürlerinin haklı olduğumuza, bu soruşturmadan aklanarak çıkacağımıza inancım tamdır. Ancak bilinen bir gerçek vardır. ‘Bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir.’ Gerçek olmayan iddiaların gerçekmiş gibi söylenmesi, toplumda ciddi bir algı yaratmakta, ileride telafisi mümkün olmayacak haksız ithamlara sebebiyet vermektedir. Yenilenecek Büyükşehir Belediye Başkanlığı Seçimleri öncesi benim ve diğer seçim müdürü arkadaşlarımın morallerinin bozulmasına sebebiyet vermiştir. Hakkımızda basında yer alan haberlerin hem şahsımıza hem de Kurulumuza zarar verebileceğini yanlış algı yaratacağını düşünüyorum. Bu yayınların kamuoyunda bıraktığı izler nazara alındığında ‘soruşturma geçiren ilçe Seçim Kurulu Müdürleri’ ile yeniden seçime gidilmesinin ne denli yerinde olduğunu sizlerin takdirinize arz ediyorum.”

İlçe Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Vedat Güneş de YSK’ya şu haklı soruyu yöneltiyor:

“Madem bu kadar suç işlemişsek, zan altındaki aynı personelle seçime gidilmesi de akıl alır gibi değildir. Hakiminden personeline kadar, bu kadar kötü niyetli olan personelin yine aynı işe devam etmesi büyük risk değil midir?

YSK madem ki son kararında “23 Haziran’da yapılacak seçimler için ilçe seçim kurulu başkanı, seçim müdürü ve seçim personelinin görev değişikliği hususunda bu aşamada yapılacak bir işlem olmadığını” açıkladı… Öyleyse niye seçim kurulu başkanları ve görevlileri oyların güya “çalınmasına” göz yummuş gibi suçlanırken YSK neden susmuştu?!

Dahası susmakla kalmayıp, YSK, bilinen 7 üyesinin kararıyla bu seçim kurulu başkanları ve görevlileri hakkında “suç durusu” yapma kararı almış, suçlama furyasını YSK da katılmıştı!

Şimdi aynı YSK, “oy birliğiyle” bu kurulların başkan ve personelinin 23 Haziran seçimlerinde de görev yapmalarına karar veriyor! Bunların değiştirilmesi için “bu aşamada yapılacak işlem olmadığına” karar veriyor!

Görüyor musunuz, siyasi irade seçim kurullarını kanuna aykırı davranmakla suçladığında, YSK da buna uyuyor, seçimleri iptal ediyor… İlgili seçim kurulları için suç duyusunda bulunacağını duyuruyor…

Seçimler istendiği gibi iptal edildi, yenilenen seçimlere aynı seçim kurulu kadrolarıyla gidiyoruz.

Soru şu:

Kendi kamu kurumlarını bizdeki kadar böyle örseleyen başka bir hukuk devleti var mı dünyada?

(KARAR)

Etiketler:
Share
572 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...