logo

Bekir küfreder, ‘düşünce’ olur.. Murat söyler, satış başlar!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Haber müdürümüz Murat Alan’ın, imzası ile yayınlanan haberlerde.. Onun redaktesi ile yayınlanan haberlerde.. Kendi köşesinde kaleme aldığı makalelerinde..

TSK’nın görevdeki generallerine yapılan övgüleri araştırdınız mı?

Hayır..

“Görevini hakkı ile yapan generaller” için yapılan haberlere, olumlu değerlendirmelere baktınız mı?

Hayır..

Murat Alan’ın o sözleri kim için sarfettiğine yönelik ciddi bir araştırma yaptınız mı?

Hayır..

Önce “kaçsaatoldu” isimli FETÖ’cü sosyal medya hesabı, Murat Alan’ın, “FETÖ’cü generallerin Silivri Cezaevi’nde, Sincan Cezaevi’nde burunlarından getiriyoruz” sözlerinin intikamını almak için işaret fişeğini yaktı..

Aynı programda, FETÖ’cü generallerden hesap sorulduğunu belirtmesinin hemen akabindeki sözlerini “kaçsaatoldu” Twitter hesabı, çarpıtarak takdim etti.

“kaçsaatoldu” sosyal medya hesabının FETÖ’ye ait olduğunu adı gibi bilen, kendilerinin de bir dönem FETÖ’nün kumpasına uğradığını iddia eden OdaTV, o konuşmayı, bağlamından koparılmış şekilde yaydı..

15 Temmuz darbe girişimi sırasında, darbecilerin arasında yer alan subaylara “Haydi bastır” diyerek darbeye destek veren kimliği belirsiz sosyal medya hesapları işi ayyuka çıkardı..

Milli Savunma Bakanlığı’na da, “Kınıyoruz” demek düştü..

Murat Alan’ın sözleri, (FETÖ’cüler o kısmını kesmiş olsalar da, orijinalinden isteyen izleyebilir..) Silivri Cezaevi’nde, Sincan Cezaevi’nde şu an tutuklu olarak bulunan FETÖ’cü generallere yönelik..

İsim isim, cezaevlerini söylemiş..

Darbe yapan, sivil yönetime karşı çıkan generallerin hedef alındığı belirtilmiş..

Dolayısı ile, görevdeki TSK generallerinin kastedilmediği ayan beyan ortada..

Milli Savunma Bakanlığı, buna rağmen kınamada bulunuyor..

Sözlerin çarpıtılmış haline itibar ettiği algısına izin veriyor..

O zaman soralım.

“Murat Alan’ı, siz nasıl bilirsiniz?”

Bire bir tanıyorsunuz da..

TSK’ya saygısını, milli kimliğini biliyorsunuz da..

Haydi diyelim, içinizde bir şüphe oluştu..

O zaman açıp yazılarına bir baksanız?

Siz bakmamışsınız ama..

Ben size aktarayım..

Daha bir hafta önce Akit’te çıkan yazısındaki şu ifadeleri okursanız..

Ne diyebileceğini, ne diyemeyeceğini zaten anlarsınız..

Anlamaya niyet var ise..

“Proje Ekrem’in Kıbrıs gezisine odaklanırken..

Hükümet ve ona bağlı Genelkurmay, cumhuriyet tarihinin en köklü reformlarından birini yapıyor..

Hatta devrim bile diyebiliriz..”

Bir hafta önce Genelkurmay’ı, görev başındaki generalleri böylesine öven bir gazeteci, bir hafta sonra hakaret eder mi?

Yazı devam ediyor:

“Altay, Atak, Milgem, Atmaca, Cirit ve dahası..

Bunların tamamı ancak profesyonel bir ordu tarafından etkili şekilde sevk ve idare edilecek sistemler..

(..) Ve BEŞTEPE iradesi sessiz sedasız bir devrim gerçekleştiriyor..

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler çalışmanın mimarı durumunda.

Siyasi söylemlerin aksine, askerlik vazifesini icra eden bir komuta kademesi ülkemiz için büyük bir fırsat.”

Üç-beş yıllık arşivi taramaya gerek yok.. 17 Mayıs 2019 tarihli, “Ekrem’i bırak, TSK’ya bak!” başlıklı yazıdan alıntıladım..

Daha fazlasını yazmayalım..

Olur ya..

Bize de bir algı operasyonu eşliğinde..

Bir kınama, çıkabilir!

Murat Alan’a yapılan operasyon etkisini gösterdi..

Bizim mahallede “Ne demiş, ne demek istemiş” araştırması yapılmadan yine erken “satış” başladı..

Biz buna alışığız da..

Tarihe not düşmek için..

Gerçekleri hatırlatalım..

Murat Alan’ın, cezaevindeki generallere söylediğini..

Sözcü’nin, Cumhuriyet’in, hem de Kemalist geçinen yazarları..

Cezaevindeki generallere değil.

Tam aksine..

“Görevinin başındaki generaller”e yönelik olarak..

Darbe girişiminde bulunan generallere değil, tam da darbeye direnen generallere karşı saygısızca nitelemelerde bulunduğunda, bakalım neler olmuş?

Yılmaz Özdil’ler, Emin Çölaşan’lar.. Bekir Coşkun’lar..

Görevdeki Genelkurmay başkanlarına, kuvvet komutanlarına en alçak hakaretleri yaptıklarında, “saatkaçoldu” isimli Twitter hesabı, bir şey yazmış mıydı?

Karşı mahallede hiç kimse, “satış” moduna girmiş miydi?

Karanlık odalar, hangi safta yer almıştı?

Buyrun bakalım..

Bekir Coşkun’un, “Paşa” başlıklı yazısındaki hakaretleri, bir satırla değil, üç satırla değil, yazının başından sonuna kadar generallere yapılan hakareti hatırlıyor musunuz?

Ben o hakaretleri buraya alıntılayamam.. yeniakit.com.tr’de haberi yapıldı, ordan okuyuverin..

https://www.yeniakit.com.tr/haber/arsiv-unutmaz-murat-alana-salyali-iftira-atan-kokusmus-zihniyet-bunlara-kor-kaldi-784631.html

İğrenç mi iğrenç..

Alçakça.. Küstahça.. Namussuzca hakaretler..

Ama Cumhuriyet gazetesi yayınlıyor..

Karanlık oda da, propagandasını yapıyor..

Yetinmiyorlar..

“Bekir Coşkun yazdı: Paşa oturtma” diye, sonrasında da dalgalarını geçiyorlar..

O yazıdaki, TSK’da muvazzaf generallere yönelik salya sümük hakaretleri aktarmayacağım. Ama savcılığın verdiği takipsizlik kararındaki ifadeleri hatırlatayım:

“Yazı değerlendirildiğinde, yazarın bir fabl aracılığıyla, kamuoyunun algıladığı gibi (Rütbeli askerlerin) özgür, bağımsız davranmadıklarını düşünerek geçmişe özlemi dile getirdiği, gerçekten asker millet kültürünün yaygın olduğu bir toplumda ordu hakkında kullanılan ifadeler sert, sarsıcı olsa da şiddet içermediği ve teşvik etmediği, ağır eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında bulunduğu kanaatine varılmıştır.”

Onlar, muvazzaf subaya hakaret ederler..

Takipsizlik kararı alırlar..

Murat Alan, darbeci generalleri eleştirir..

Ne karar verileceğini, hep birlikte göreceğiz.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
256 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...