logo

23 Mayıs 2019

Saray ulemasının fikir hırsızlığı


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Suudi Arabistan’da bu sıralarda Türkiye’ye yönelik saldırılarıyla öne çıkan ünlü bir hoca var. Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsoloğu’nda korkunç bir cinayetle katledilmesinden sorumlu olduğu bilinen, aynı zamanda Arap dünyasının katil siyonistlerle işbirliğini güçlendirmesinden yana olduğunu her fırsatta ortaya koyan, bu amaçla Yüzyılın Anlaşması komplosunun uygulamaya geçirilmesi için çalışmalarını bütün hızıyla sürdüren Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın “ılımlı İslam”ı temsil ettiğini ve onu desteklemek gerektiğini söylemesiyle tanınan, bizim “saray uleması” veya “murtezika” olarak nitelendirdiğimiz kesimden Aid El-Karni. Tahmin ediyorum son zamanlarda onun hakkında Türkiye’de de bazı haberler ve yorumlar çıktığı için okuyucularımız ismini duymuşlardır. İşte bu adamın kim olduğundan biraz söz etmek istiyorum.

Bu adam Suudi Arabistan’ın en meşhur vaizlerinden. Ama vaazlarında dikta rejiminin özellikle de, insanların kafalarını testereyle parçalamasından dolayı “testereci veliaht prens” olarak tarihe geçen Muhammed bin Selman’ın din adına desteklenmesi gerektiği iddiasıyla insanlara öğütler veren biri.

Bu adam, 2011 yılında “La Tey’es (Karamsar Olma)” adında bir kitap yayınladı ve 50 riyaldan satmaya başladı. Tabii adam meşhur biri olduğu için kitabı da hemen piyasalarda hızla müşteri buldu ve ekmek su gibi satılır oldu. Kitabı alıp okuyanlardan biri de psikoterapiyle ilgili çalışmalarıyla ve bu konuda önemli eserler ortaya çıkarmasıyla tanınan Dr. Selva El-Adidan’dı. Baktı ki kitap kendisinin dört yıl önce yani 2007’de yayınladığı “Hakeza Hezemu’l-Ye’s (Karamsarlığı İşte Böyle Yendiler)” adlı kitabının tıpatıp aynısıydı; sadece kitaba yüzde on oranında eklemeler yapılmıştı. Öyle ki kitabın orijinalindeki tashih hatalarının bile aynısı bu kitapta da yer almıştı. Yani o şöhretli ve görkemli vaiz, kitabı kopyalarken bir kez tashih etme ihtiyacı bile duymamış, sadece yüzde onluk bir ekleme yapmış, sonra da yayınevine ‘alın bunu benim adıma yayınlayın’ demişti.

Kendini psikoterapi alanında yetiştirmiş ve doktora yapmış olan Selva hanım bu kitabı hazırlamak için dört yılını vermişti. Bir yandan tek çocuğuna bakarken ve ailevi işlerini sürdürürken bir yandan da birebir görüşmeler ve araştırmalar yoluyla bu kitabı ortaya çıkarmıştı.

Kitabının aynen kopyalandığını görünce sosyal medya üzerinden ve televizyon programlarına çıkarak uğradığı haksızlığı, mağduriyeti, kitabının Suudi Arabistan’ın en ünlü vaizlerinden olan Aid El-Karni tarafından çalındığını dile getirmeye çalıştı. Şeyh El-Karni’den de kendisinden özür dilemesini ve kitabını derhal piyasalardan çekmesini istedi. El-Karni özür dilemeyi kabul etti ama kitabını piyasadan çekmeyi kabul etmedi. Dr. Selva hanıma da 10 bin riyal karşılığında anlaşma teklifinde bulundu.

Selva hanım anlaşma teklifini reddederek yargı yoluyla mücadeleye karar verdi. Mahkemeye verdiği bilgide, El-Karni’nin “La Tey’es” adlı kitabında 97 başlık bulunduğunu bunların 85’inin kendi kitabında da aynen yer aldığını, hiçbir değişiklik yapılmadığını hatta tashih hatalarının bile aynen geçtiğini hatırlattı.

Mahkeme ünlü vaizi mahkum etmek zorunda kaldı. Ama devletin ileri gelen vaizlerinden olduğu için hafifletilmiş ceza verdi. Buna göre El-Karni hapis cezasına çarptırılmadı. Eserin yazarına 300 bin riyal tazminat ödemeye ve kitabını da piyasadan çekmeye mecbur edildi.

El-Karni’nin tek hırsızlığı bu değil, Dale Carnegie’nin kitaplarından da kaynak vermeksizin ciddi manada aşırmalar yapmış. Hatta bu adam şairlik numaraları da yapmış ve kendi kabiliyetinin ürünü olarak sunduğu beyitlerin çoğunun aşırma olduğu tespit edilmiş.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
455 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...