logo

12 Mayıs 2019

‘Hünkara minnet eylemem’


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Türkünün, dini, mezhebi, meşrebi olur mu?

Olur tabii niye olmasın? Hatta var.

Haylaz olanı, huysuz olanı, serkeş olanı, isyankar, sitemkar olanı bulunsa da, benim dinlediğim, okuduğum türkülerin hepsi mü’min.

Mezhebi meşrebi de olur.

Fakat, taassubu olmaz türkünün.

‘Olmaz’ diyerek çizmeyi aşmış olabiliriz. Olmasa iyi olur diyelim orada duralım.

Alevi-Bektaşi geleneği, türkülerimizin orta yerinde çok kuvvetli bir çizgidir.

Mutlaka işitirsiniz. “Aleviler bu işi iyi biliyor” denilmiştir sizin olduğunuz yerde de.

Anadolu’nun her tarafı gam kasavet. Her tarafı dert.

Şanlı tarih anaforundan başınızı kaldırıp insanlara, hanelere bakmayı başarırsanız, o derdi görürsünüz.

Bazı dönemlerde Aleviler daha çok dertlenmişler.

İki büyük kuvvetin arasında… Süper güç işte, İran’la Osmanlı. Siyasetin acımasız cenderesinde çok hırpalanmışlar.

Seslerinin yanık olması… Sözlerinin yakıcı olması… İsyankârlıkları, hep acıdandır.

Acısı olan haklıdır. Derdi olan haklıdır.

Kul Nesimi’nin ‘Kula minnet eylemem’ demesi muhteşemdir.

Kaç tane var ‘kula minnet eylemem’ diyebilecek şair?

Tamam, eski şiire meftunuz, öyle ki, onunla kabil-i kıyas şiir yoktur. Ama divanların bile bir bölümü kula minnet eyleme bölümüdür.

Tamam, dersin ‘kula minnet eylemem.’

Laf kolay, devrimizde önüne gelen langır lungur konuşuyor.

‘Ben de kula minnet eylemem…’

Ama ağzından burnundan yağ damlıyor, neden acaba?

Ahmet Arslan da hain söylüyor türküyü!

“Zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına

Rızkımı veren Hüdadır kula minnet eylemem.”

Nesimi daha da ileri gidiyor. İleri gitmek, haddi aşmak anlamına değil. Ağır söylüyor.

“Cümlenin rızkını veren ol gani settar iken

Yeryüzünün halifesi hünkara minnet eylemem”

Bu da işin tarihi veçhesi.

Hünkara minnet eylememek güzel.

Aynı şey Şah için de geçerliyse ‘nurun ala nur.’

Duralım, mübarek Ramazan günü hüsnü zan edelim.

“Ben melamet hırkasını kendim giydim eğnime.”

Bunu bizim dervişler de severler.

Güzeldir.

“Nesimi’ye sordular yârin ile hoş musun

Hoş olayım olmayayım o yar benim kime ne.”

***

Aşık Daimi 1932 doğumluymuş. Ama, bin yıllık aşık gibi türküler söylemiş.

Ben, Daimi’nin olduğunu bilmiyordum, anonim zannediyordum.

“Bugün bize Pir geldi

Gülleri teze geldi”

Öyle de bir ritmi var. Zikir gibi. Beni çok etkiliyor.

Semah’ın zikir olmadığını kim söylüyor. Zikirdir zaten.

“Önü sıra kanberi

Aliyel Murtaza geldi.”

Tam burada tüylerim diken diken oluyor.

“Ali bizim şahımız

Kabe Kıblegahımız

Mi’raç’daki Muhammed

O bizim padışahımız.”

Görüyorsunuz, ‘Ali’siz, Muhammed’siz Alevilik’ olmuyor.

Cem bilirsiniz, Alevilerde önemlidir. Hikayesi de şiir gibi. Peygamberimiz Miraç’tan dönüşte Kırklar Meclisi’ne geliyor.

Selman-ı Farisi bir üzüm tanesi getiriyor ve “Ey yoksulların hizmetkarı bu üzüm tanesini bize paylaştır” diyor.

Cebrail bir tabak getiriyor. Peygamberimiz tabakta üzümü ezip şerbet yapıyor. Bu şerbet, ilk tadanın dudağına değer değmez hepsi mest oluyor.

Bunlara hurafe diyecekler çoktur. Desinler.

Selman’ın Peygamberimiz’e “Ey yoksulların hizmetkarı” demesi heyecan verici değil mi?

Birinin dudağına değince kırkların hepsinin mest olması, şiir değil mi?

(KARAR)

Etiketler:
Share
541 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...