logo

10 Mayıs 2019

İmamoğlu’na Dini Yayınlar çalımı


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Önce mahsustan tantanası koparıldı. “37 yıldır kesintisiz aynı yerde kurulmuş Dini Yayınlar Fuarı’na Sultanahmet’i yasaklayan başkan”a çıkardılar İmamoğlu’nun adını.

Ardından da, mübarek ramazanı bu ayıptan ve yasaktan kurtarmak, İBB’nin de kurtarıcılığına atanan İstanbul Valisi’ne nasip edildi.

Ali Cengiz’de yok böyle oyun…

Karardaki bütün katkısının valilik, emniyet ve itfaiyenin verdiği ‘uygun değil’ görüşüne uymaktan ibaret olduğunu açıklamamamış mıydı oysa İmamoğlu?

‘Sokak ağızlarını kapatıyor, esnaf da rahatsız, Sultanahmet fuar için doğru alan değil’ diye görüş bildiren ilgililer, belediye ve valiliğe bağlı değil miydi?

Ramazanın ne zamana denk geleceği yıllar öncesinden biliniyor üstelik, sonradan belli olmadı. Ama kasten beklenmiş gibi, fuarın başlamasına iki hafta kala mazbatasını alan İmamoğlu’nun onayına sunuluyor. O da kendisinden önce nasıl bir görüş olgunlaştırıldıysa ona bağlı kalıyor. Vay sen misin!

‘İmamoğlu da zokayı yutmasaydı kardeşim, siyaset yapıyor tekkeye göz kulak olmuyor, gözünü dört açıp uyanık davransaydı’ diyebilirsiniz. Haklısınız da…

Fakat kırk yıl düşünse kimin aklına gelirdi, hem de İslam, kitap alet edilerek böyle bir çalım yiyeceği…

Anadolu Ajansı sürprizi patlattı; İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın ilk icraatı, Dini Yayınlar Fuarı’nın aynı yerde açılması için talimat vermek olmuş.

Hikayenin devamını tahmin edersiniz…

Fuar, 37 yıldır kesintisiz Sultanahmet’te yapılıyormuş. Ama Ekrem İmamoğlu, bismillah daha koltuğuna oturmadan yasaklamış. Ramazanla, dinle ve diyanetle ne alıp veremediği varsa…

‘Gelir gelmez din düşmanlığına başladılar’ diye altyapısı, planlı algı kurnazlıklarıyla hazırlanmıştı zaten.

Geriye, ‘Allah razı olsun, YSK yanlışı düzeltti de yasaktan dönüldü, bu da İmamoğlu’na kanıp oy verenlere ders olsun’ dedirtmek kalmıştı işte…

Haberdeki şu cümleye dikkat yalnız:

“Fuarın, 37 yıldır yapıldığı yerde tekrar yapılmasına yönelik kararın kendilerine bildirildiğini vurgulayan Vakıf Fuarcılık Genel Müdürü Yasin Uğraş, ‘derhal çalışmalarımıza devam etmemiz lazım. Çünkü biz başvuralı çok uzun zaman oldu. Sultanahmet Camisi’nin avlusunda tadilat var. Onun için aynı noktada olmaz. Ancak geçen yıl açtığımız ya da Sultanahmet Meydanı’nda gösterilecek yere kurulacak çadırda fuarımızı başlatırız’ diye konuştu”.

Demek ki çok önceden yapılan başvuru sonuçlandırılmayıp İmamoğlu için bekletilmiş, bu bir mi!

“Olması gereken oldu. 37 yıldır Sultanahmet Camisi avlusunda yapılan Dini Yayınlar Fuarı, bu ramazan ayında da yine aynı yerinde İstanbullularla buluşacak” diyen AK Parti İBB Grup Başkan Vekili Tevfik Göksu da yanlış biliyormuş. Ya da bilerek yanıltılıyor. İmkansızlıktan o cami avlusunda zaten yapılamıyormuş fuar, kim bilir kaç yıldır. Bu da etti mi size iki!

Dahası, 2010’dan beri Sultanahmet’te kurulduğu da yoktu. Daha AK Parti zamanında Beyazıt Meydanı’na taşınmıştı. Diyanet Vakfı’na bağlı Vakıf Fuarcılık’ın internet sayfasına girin; fuar adresi olarak Ankara’da Kocatepe Camisi ile İstanbul’da Beyazıt Meydanı diye yazıldığını görürsünüz. Sultanahmet Camii, epey eskide kalmıştı yani.

Ha, asıl yeri Beyazıt Meydanı’yken geçen yıl Ayasofya önünde bir kerelik derme çatma bir dini yayınlar çadırı kurulmuş. İlk ve son denemeydi, çünkü ne ziyaretçiler ne yayıncılardan bu istisnai örneği beğenen duyuldu. İktidar medyasının arşivlerinde duruyor hala memnuniyetsizlik haberleri.

Neresinden tutsanız yalan dökülüyor. Dindar Müslümanlar skandal bir manipülasyonla nasıl aldatıldıklarına, İmamoğlu da ne fena ketenpereye getirildiğine yansın.

(KARAR)

Etiketler:
Share
416 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...