logo

08 Mayıs 2019

Hayatı ciddiye almak


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Hayatımız…

Verili bir süre. Kendimiz seçmediğimiz, ne kadar olduğunu bilmediğimiz bir yaşama dönemi.

Belli ki “Veren”in bir iradesi, beklentisi var.

“O, ölümü ve hayatı, hanginiz daha güzel bir davranış ortaya koyacak, onu sınamak için yaratandır.” (Mülk suresi, 2)

İstesek de istemesek de ilk nefes aldığımız andan itibaren “Son nefes”e doğru yol alıyoruz.

Onu veren, belli ki sonunda nasıl bir “Hayat kalitesi” gerçekleştirebildiğimize bakacak.

Onun için “Sayılı nefesler”in içini, önce “Doldurma” bilincinde olmak, sonra da “Güzel” notu verilecek nitelikte doldurmak lazım.

Aslında hayat kalitemiz yakından uzağa hayatı paylaştığımız dünyalılar için de anlamlı. Ama anlamının en hayati biçimde not edileceği yer, hayatı bize “Veren Kudret”in nezdinde.

Hayatımız kaydediliyor, bunu bilmeliyiz. Bir tür “Kudret gözü” var, her varlığın her eylemini gören, kaydeden… Ya da sırf sizin için görevlendirilmiş “kaydediciler” var. Göremesek de, bilelim bunu.

Buna “Hayat kitabı” ya da “Hayat filmi” diyelim. Bir gün bu kitap veya film için “Oku – Seyret” denecek.

Onu gönül huzuru, içimizi sevinçle dolduracak nitelikte yazdırmak, kaydettirmek lazım.

Hayatı ıskalamamalıyız.

Hayatı boş vermemeliyiz.

Hayatı kendi ellerimizle öldürmemeliyiz.

Hayatın her anına anlam yüklemeliyiz.

Hayatı bilinçli yaşamalı, her ana bilinç yüklemeli, her anı yaşamalıyız.

Hayatı diri yaşamalıyız.

“Allah ve Rasulü sizi, sizi diri kılacak bir hayata çağırdığında o çağrıya uyun.” (Enfal suresi, 24)

Bize “Hayatı veren” belli ki bizi önemsiyor. En azından bunu bilelim hayatı yaşarken… Hatta bize “En güzel yaratılış” koduna “Mükerremlik” diye nitelenen “ideal bir karakter” koduna ulaşabilme potansiyeli lütfedecek kadar önemsiyor. Bunun içini doldurmak var hayat sınavında. En azından “Hayatımızı ciddiye almak” dediğimizde yola buradan çıkabiliriz.

Ciddiye alınmamış bir hayata ise ne bu dünyada kıymet verilir, ne de ebediyet aleminde…

Ne demiş Şeyh Galib: “Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen. Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen. – Kendine hoşça bak, zira sen alemin özüsün. Kainatın göz bebeği olan Ademsin.”

(KARAR)

Etiketler:
Share
561 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...