logo

03 Mayıs 2019

UCM’de bir acayip duruşma


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

İsrailli yönetici ve askerlerin Mavi Marmara gemisinde işledikleri suçlardan ötürü yargılanmaları için 2013’te -Mavi Marmara’nın bayrak devleti olan Komorlar adına- Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) müracaatta bulunulmuştu.

UCM Savcılığı, “İsrail’in Mavi Marmara saldırısında savaş suçu işlediğini, Gazze üzerindeki etkin kontrolü devam ettiği için ’işgalci’ statüsünde olduğunu, Gazze Özgürlük Filosunda yer alan tüm katılımcıların uluslararası hukukta korunan sivil statüsünde olduğunu, İsrail’in ve askerlerinin Filo’daki yolcuların sivil olduğunu bildiği halde saldırıyı gerçekleştirdiğini” tespit etti; “İsrail’in meşru müdafaa tezlerinin tartışmaya değer olmadğı”na hükmetti; “hayatını kaybedenlerin otopsi raporları değerlendirildiğinde; baştan, ayaklardan, boyundan defalarca vurulduklarını ve en az 5 kişinin bitişik atış mesafesinden vurularak öldürüldüğünü” vurguladı.

Gelgelelim, neticede ‘Bu suçları işleyen İsrailliler mahkememizde yargılanamaz’ dedi.

Sebep?

Mavi Marmara’da mağdur olanların ve ölenlerin sayısı UCM’nin yargı yetkisine girecek kadar yüksek değilmiş!

***

Mavi Marmara avukatları bu skandal kararın değişmesi için UCM nezdinde yıllardır girişimlerde bulunuyor.

Girişimler etkili oldu ve UCM konuyu yeniden görüşmeyi kabul etti.

Geçen Çarşamba günü (1 Mayıs) UCM’de temyiz duruşması vardı.

‘Soruşturma açılsın mı açılmasın mı’ diye uzun uzun tartışıldı.

Savcılık, ‘yetkisizlik’ iddiasında ısrar etti.

Mavi Marmara avukatları buna itirazlarını dile getirdiler.

Fakat tartışma sadece savcılıkla avukatlar arasında değil, aynı zamanda savcılıkla hakimler arasında geçti.

Hakimler de soruşturmanın açılmasından yana tavır sergilediler.

Hatta bir hakim, savcılığa, “Bu yargılamayı burada yapmayacaksak bu mahkemenin varlığının ne manası var?” diye sordu.

Tam isabet.

***

Mavi Marmara avukatlarından Cihat Gökdemir, Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamada süreci şöyle değerlendirdi:

“UCM Savcılığı mağdurların yanında yer alması gerekirken adeta İsrail’in bir sözcüsü gibi davrandı ve bugüne kadar da böyle davranmıştı. Hakimler ise aksine bu davanın niçin açılması gerektiğini savunarak savcılığı ikna etmeye çalıştılar… Öyle görülüyor ki savcılık eğer soruşturmayı açmamakta direnirse mahkeme kendisine karşı bir yaptırım uygulayabilir. Biz de onun sonucunu merakla bekliyoruz.”

Mavi Marmara gemisine yapılan saldırıda şehit olan 18 yaşındaki Furkan Doğan’ın babası Ahmet Doğan da duruşmadaydı.

Mahkemeden pek ümitli değil Ahmet Doğan:

“Buradaki diğer duruşmalara giren avukatlarla görüştük ve UCM’nin son yıllarda çok politize olduğunu ve adaleti sağlamakta artık eskisi gibi olmadığını söylediler. Savcılık çok ısrarcı, hatta o kadar ki İsrail’in avukatlarından daha öte İsrail’in yaptığını bugün itibarıyla savunduklarını gördük. Buradan da adaletin çıkmayacağını intiba edindik. Savcılık aslında suçlunun suçunu ispat etmesi gerekirken tam tersine suçluyu savunduğunu gördük ve soruşturma açılmasın diye uğraşıyor. Adalet ahirete kalacak gibi gözüküyor. En büyük adalet Allah’ın adaletidir. Rabb’im tüm şehitlerin şehadetini kabul etsin.”

Amin.

***

Soruşturma açılıp açılmayacağına ilişkin karar 15 Mayıs’ta açıklanacakmış.

Hayırlısı inşaallah.

(KARAR)

Etiketler:
Share
471 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...