logo

03 Mayıs 2019

Trump’ın gözünden terör


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

ABD Başkanı Trump’ın terör örgütlerini belirlemesi, herhangi bir hareketi veya oluşumu terör örgütleri listesine alması veya bir devleti terörü destekleyen ülkelerden sayması yani kendini bu konuda karar mercii olarak görmesi yine Bekri Mustafa’nın köye imam olması hikayesine benziyor.

ABD, kendisinin baskıcı ve dayatmacı politikasını uygulamaya geçirmede ve geri kalmış ülkeleri kendine mahkum etmede ekonomik zaaflardan sonra en çok “terör” kavramından yararlanmaktadır. Gerçekte teröre başvuran ama ABD’nin çıkarlarına hizmet eden PKK ve FETÖ gibi nice örgütü himaye ederken, normalde teröre başvurmayan ama ABD’nin çıkarlarına hizmet etmeyen nice kitlesel hareketi terör örgütü olarak kabul ettirmeye çalışıyor. Terörün standartlarının belirlenmemiş olması, izafi bir kavram olarak bırakılması da Amerika’nın işini kolaylaştırıyor.

Amerikan emperyalizmi saldırganlık stratejisiyle ayakta duran bir güçtür. Doğu bloğunun ayakta olduğu dönemlerde bu saldırganlık stratejisini antikomünizm felsefesine dayandırmıştı ve bunun için komünizm karşıtlığını bir gerekçe olarak kullanabilmek için sürekli malzeme üretmeye çalışıyordu. Şimdi ise saldırganlığına “terör”ü gerekçe olarak kullanmaya çalışıyor. İşte bu gerekçesine geçerlilik ve tutarlılık kazandırabilmek için de sürekli “terör” çerçevesine sokulacak malzemelere ihtiyacı oluyor.

Gerçekte terör kartından en çok istifade eden ülke çağdaş sömürgeciliğin başını çeken ABD’dir. Kendi çıkarları ve uzun vadeli hesapları için terör örgütlerinden istifade ettiği, yerine göre bu örgütlere para yardımı yaptığı halde her yıl “terör” listeleri yayınlayarak hem kendi çıkarlarına hizmet etmekten kaçınan ülkeleri mahkum etmekte, hem de bağımsızlık veya özgürlük mücadelesi içindeki bazı oluşumları terör örgütü olarak göstermek suretiyle onların karşısında duran işgalci devletlerin veya zulüm rejimlerinin işlerini kolaylaştırmaktadır.

ABD Başkanı Trump’ın şimdi de Müslüman Kardeşler’in faaliyet alanını daraltmak amacıyla bu cemaati terör örgütleri listesine almaya hazırlandığı haberlerde dile getiriliyor. Bunu tam da Venezuala’daki yönetimi devirmek için terör estirdiği dönemde öne çıkarması da dikkat çekicidir.

Görünüşte demokrasinin savunuculuğunu ve koruyuculuğunu yaptığını ileri süren ABD kendisinin işine gelmeyen yönetimleri devirmek için terörü sınırsız bir şekilde kullanmaktan ve darbecilere destek vermekten çekinmez.

Mısır’da Hüsni Mübarek diktasına karşı halkın devrim gerçekleştirmesinden sonra yapılan seçimleri Müslüman Kardeşler’in adayı Muhammed Mursi kazanmıştı. Bu seçim Mısır Arap Cumhuriyeti’nin tarihinde ilk ve tek dürüst seçimdir. İnsanların iradelerini özgürce ortaya koymalarına fırsat verilen ve oyların sayımının da dürüst bir şekilde yapıldığı bu ilk ve tek seçimde Müslüman Kardeşler’in adayı halkın çoğunluğunun desteğini kazandı.

Ama ABD ve onun yönlendirdiği Suudi Arabistan, BAE gibi dikta rejimlerinin hakim olduğu ülkeler sonuca razı olmadılar ve halkın seçtiği cumhurbaşkanını devirmek için Baltacı teröründen yararlandılar. Bu terörün yayılması için geniş çaplı maddi kaynak temin etti ve insanların sokaklara çıkıp ortalığı karıştırmaları için sokak militanlarına maaşlar verdiler. Sonra da bu terörden yararlanan Sisi darbe yoluyla, halkın seçtiği cumhurbaşkanını görevinden aldı. Güya demokrasiden yana olduğunu söyleyen ABD ve onun güdümündeki dikta rejimleri ise bu darbeyle işbaşına gelen yeni diktatöre destek verdi. Şimdi de ABD Başkanı Trump, bu diktatörle işbirliği yaparak onun ezmeye çalıştığı kitlesel hareketi terör örgütü ilan etmeye hazırlanıyor. Ama ABD’nin tanımı gerçeği değiştirmez.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
368 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...