logo

20 Nisan 2019

Davutoğlu’nun Saraybosna ziyareti ve “Ankara’nın rahatsızlığı”


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Eski başbakanımız Ahmet Davutoğlu evvelki gün 10. Saraybosna İş Forumu münasebetiyle Bosna-Hersek’teydi.

Forumda bir konuşma yaptı ve Bosna-Hersek’in ticaretine katkılarından dolayı bir ödül aldı.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay da oradaydı; fakat duyduğuma göre ödül töreni başlamadan evvel toplantı salonundan ayrılmış.

Neyse…

Bölge barışına büyük hizmeti geçen Türkiye-Bosna-Sırbistan Üçlü Mekanizması’nın fikir babası ve mimarı Davutoğlu, Saraybosna’daki siyasi çevrelerde fevkalade muteber; forum toplantısından sonra birçok önemli siyasetçi, fikir alış verişi için Davutoğlu ile bir araya geldi.

Bosna-Hersek Bakanlar Kurulu Başkanı Denis Zviciç, Davutoğlu’nu makamında ağırladı.

Zviciç’in ismini rahatça veriyorum, çünkü kendisi Davutoğlu ile ‘alenen’ buluştu.

Davutoğlu ile bir araya geldiklerini bildiğim başka bazı Boşnak liderlerin isimlerini vermekten ise, onlar aleniyetten kaçındıkları / kaçınmak durumunda kaldıkları için imtina ediyorum.

“Ankara’nın baskısı” söz konusu imiş.

Davutoğlu’nun Saraybosna programında Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi Üyesi Şefik Caferoviç ile bir görüşme de vardı; fakat iki tarafın mutabakatıyla günler öncesinden planlanan bu görüşme, kuvvetli bir iddiaya göre o baskı yüzünden gerçekleşemedi.

Dahası var:

Bosna-Hersek Diyanet İşleri Başkanlığı, Davutoğlu’nu, yeniden inşa edilen tarihî Alaca Camii’nin nasipse gelecek ay gerçekleşecek olan açılışına davet etmişti; fakat geçenlerde Davutoğlu’nu arayıp, büyük bir mahcubiyet içinde, çok özür dileyerek, “Ankara’nın rahatsızlığı” yüzünden bu daveti geri çekmek mecburiyetinde olduklarını bildirmişler…

***

Sene 2005.

Davutoğlu, Başbakanlık Dış Politika Başdanışmanı.

Bosna-Hersek’i ziyaret ediyor.

Oradaki mihmandarlarına “Beni Foça’ya götürün, Alaca Camii’nde namaz kılmak istiyorum” diyor.

-Ama efendim, Alaca Camii’ni savaşta yerle bir ettiler.

-Biliyorum. Yerle bir olduğu yer de benim için cami hükmündedir. Gidelim…

Gidiyorlar.

Nasıl bir manzarayla karşılaşacağını önceden bilmesine rağmen, Alaca Camii’nin yerinde yeller estiğini görünce pek müteessir oluyor Davutoğlu.

Bir zamanlar Alaca Camii’nin bulunduğu bahçede iki rekat namaz kıldıktan sonra “Ya Rabbî, Alaca Camii’ni burada yeniden yükseltmeyi bize nasip eyle” diye dua ediyor.

Kafaya koyuyor bu işi.

Zor iş…

Foça, Bosna-Hersek’in “Republika Srpska” (Sırp Cumhuriyeti) mıntıkasında.

Sırp Cumhuriyeti yönetimi ve Foça belediyesi cami düşmanı; hele Osmanlı yadigârı camilere hiç tahammülü yok.

Ama.. Dur bir dakika… 1549’da inşa edilen Alaca Camii, UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almıyor muydu?

Davutoğlu’nun başlattığı inisiyatifle uluslararası kanallar harekete geçiriliyor, yıllarca uğraşılıyor, alttan girilip üstten çıkılıyor, Alaca Camii’nin yeniden inşası için gereken şartlar oluşturuluyor ve 2014’te (Davutoğlu artık başbakan) Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından inşa çalışmalarına başlanıyor…

“Ankara’nın rahatsızlığı” yüzünden Davutoğlu’nun katılamayacağı açılış, işte bu caminin açılışı; yeniden inşasına vesile olduğu caminin…

Ne kadar hazin.

***

Davutoğlu’nun itibarına halel gelmez.

Anlamsız kinlerinin peşinden gidenler utansın.

(KARAR)

Etiketler:
Share
331 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...