logo

19 Nisan 2019

İptal edilir mi?


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

Ekrem İmamoğlu mazbatayı aldı, bundan sonra YSK İstanbul seçimlerini iptal eder mi?

Kanuni şartları varsa iptal edebilir ama zaten sorun İstanbul seçimlerinin iptalini gerektiren kanuni şartların olup olmadığı.

İktidar sözcüleri bunu iddia ediyorlar; bu amaçla YSK’ya 45 sayfalık bir dilekçe ile üç bavul dolusu belge sundular.

Evvela hukukun şu temel kuralını hatırlayalım: “Deliller sayılmaz, tartılır!”

AK Parti’nin gerekçeleri

Seçimlerin iptalini haklı çıkaracak hususlardan biri, mesela ölülere, çocuklara, kısıtlılara oy kullandırılmış ve bunların sayısının seçim sonuçlarını etkileyecek miktarda olmasıdır.

AK Parti’nin YSK’ya verdiği dilekçede dört ana başlık halinde şu iddialar ileri sürülüyor:

– Kısıtlı kişilerin oy kullandığı…

– Ölmüş seçmenlerin adına başkalarının oy kullandığı…

– Bazı seçmenlerin hem cezaevi listelerinde hem ikametgahlarıyla ilgili seçmen listelerinde kayıtlı olduğu; dikkat ediniz, oy kullandığı değil, kayıtlı olduğu…

– Bazı seçmenlerin farklı yerlerde hükümlü olarak cezaevinde bulundukları halde, İstanbul’da seçmen olarak gözüktüğü; dikkat ediniz oy kullandığı değil, seçmen olarak gözüktüğü…

Kullanılmayan oyların seçim sonuçlarını etkilemesi söz konusu olmayacağına göre bu son iki sebep iptal gerekçesi değildir.

YSK’nın emsal kararları

Seçimlerin iptali taleplerinde önemli bir ölçü şudur: Daha önce İlçe ve İl Seçim kurullarınca karara bağlanarak kesinleşmiş olan işlemler yüzünden artık seçim iptal edilmez.

Bu konuda Yüksek Seçim Kurulu 2014 yılında Iğdır seçimlerinin iptali talebini reddetti.

YSK’nin 11 Mart 2019’da yani son mahalli seçimlere giderken verdiği karar çok açıktır: Karar, seçim takvimini anlatıyor, zamanında kesinleşmiş işlemlere artık itiraz yapılamayacağını belirtiyor. Seçmen kütüklerinde “oy kullanamaz” kaydı bulunmayan her seçmenin oy kullanabileceğini belirtiyor. (Karar no. 1456)

Sandık kurulları ve başkanları hakkında da o zaman itiraz edilmeliydi, artık bu konular iptal sebebi olmaz.

İmza ve diğer şartları tamam fakat mühürlenmesi unutulmuş birleştirme tutanağı gibi belgelere de zamanında itiraz etmek lazımdı, artık kesinleşmiştir.

YSK zaten referandumda mühürsüz zarflar içindeki mühürlü ve filigranlı pusulaları geçerli saymıştı. Bu defa da geçerli olmalı.

Zaten AK Parti’nin başvurusunda “KHK’lılar, FETÖ’cülerin yakınları” gibi hukuki anlamı olmayan, siyasi ifadeler yer alıyor.

İptal sebepleri

Şunlar oy kullanamaz: Er, onbaşı ve kıta çavuşları, askeri öğrenciler. Bunların karşısına ‘oy kullanamaz’ diye yazılır zaten.

Seçmen olarak kütüklere yazılamayacak olanlar ise şunlardır: Kısıtlılar, yani zihinsel özürlülük gibi sebeplerle hukuki işlem yapmaya ehliyetlerinin olmadığı tıbben tespit edilmiş ve mahkemece karar verilmiş olanlar…

Kesinleşmiş mahkûmiyet sebebiyle kamu hizmetinden yasaklı olanlar…

Herhangi bir şekilde bunlar seçmen kütüğüne yazılmış ve de oy kullanmış (kullandırılmış) iseler ne olacak?

Bu şekilde kullanılmış oyların miktarını teker teker tespit edip belgelendirmek lazım; bir de oy miktarının seçim sonuçlarını etkileyecek büyüklükte olması lazım. Öyle bir durumda, önceki bütün işlemler kesinleşmiş olsa bile seçimlerin yenilenmesine karar verilir tabii.

Ben AK Parti’nin 45 sayfalık dilekçesinde bu çapta belgelenmiş ihlaller görmedim, araştırmalarda çıkar mı? Bakıp göreceğiz.

Hukuk ve dış politika

Türkiye’nin hukuk imajının daha fazla sarsılmaması lazım; YSK’nın kararı dünyadaki saygın hukuk çevrelerini de ikna edecek bir “hukuka uygunluk” kalitesinde olmalıdır. Türk dostu Avrupa Konseyi Başkanı Thorbjørn Jagland’ın YSK Başkanı Sadi Güven’e yazdığı mektup önemlidir. Seçilmiş insanlara KHK’lı diye mazbata vermemenin “Türkiye’nin hukuki standartlarına dair soru işaretlerini arttırdığını” yazıyordu.

Jagland’ın öyle demesi ne yazar?

Çok şey yazacağını görmek için AK Parti’nin reform döneminde, 2004 yılında Anayasa’nın 90. Maddesine eklediği hükmü hatırlamak lazım: Uluslararası hukuk yerli hukuktan üstündür!

İhracatımızın ve yabancı sermaye yatırımlarının, teknoloji transferlerinin, akademik girdilerimizin çok büyük oranda Batı’dan geldiğini de hatırlamak lazım.

Bir de Trabzon mebusu şehit Ali Şükrü Bey’in, Lozan görüşmelerinde Meclis’te söylediği şu sözü hatırlamak lazım: “Türkiye Rusya karşısında yalnız kalmamalı!”

(KARAR)

Etiketler:
Share
398 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...