logo

18 Nisan 2019

Sudan’da darbe içinde darbe


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Sudan’da Ömer Hasan El-Beşir yönetimine karşı askeri darbe gerçekleştirilmesinden bir gün sonra ikinci bir darbe gerçekleştirildi. Bu, askeriye içinde gerçekleştirilen ikinci bir darbeydi ve daha sessiz bir şekilde gerçekleştirildi.

Perşembe sabahı gerçekleştirilen ilk darbeden sonra oluşturulan ilk Askeri Konsey’in başkanlığına Beşir hükümetinde Savunma Bakanı olarak görev yapan Orgeneral Ahmed Avad bin Avf geçirilmişti. Konsey’in başkan yardımcılığına da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kemal Abdulmaruf geçirilmişti. Darbede öne çıkan bir diğer önemli isim ise Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı Başkanı Salah Abdullah Kuş idi. Askeri Konsey’e bağlı oluşturulan Siyasi Komite’nin başkanlığına getirilen Orgeneral Ömer Zeynelabidin de yaptığı açıklamada aslında yapılanın bir darbe olmadığını, halkın taleplerinin yerine getirilmesi için askerin duruma el koyduğunu iddia ederken, bu el koyma işini de Ahmed Avad bin Avf, Kemal Abdulmaruf ve Salah Kuş’un yönettiğini söylüyordu. Bin Avf da yemin ederek göreve başlamıştı.

Fakat darbenin gerçekleştirilmesinin üzerinden bir buçuk gün, Bin Avf’ın yemin ederek göreve başlamasının üzerinden ise bir günden daha kısa bir süre geçmesinden sonra 12 Nisan Cuma akşamı, bu şahıs kameraların karşısına geçerek kendisinin görevinden istifa ettiğini ve yerine Orgeneral Abdülfettah Burhan Abdurrahman’ı tayin ettiğini açıkladı. Yardımcılığına getirilmiş olan Kemal Abdulmaruf’un da bu görevde kalmak istemediğini ifade ederek onun da kendi isteğiyle görevden alındığını söyledi.

Bu değişiklik görünüşte Bin Avf’ın bizzat kendisinin istifa etmesiyle, Abdulmaruf’un da kendi isteğiyle görevden azledilmesiyle gerçekleşmişti. Çok geçmeden Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı Başkanı Salah Abdullah Kuş da istifa ettiğini açıkladı. Böylece darbenin başını çeken üç isim kenara çekilmiş oldu.

Resmi açıklamalara göre bunların üçünün de kenara çekilmesi kendi istekleriyle oldu. Ama resmi olmayan kanallardan kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, darbenin arka planında duran birtakım şahsiyetler söz konusu kişilere, kendilerinin daha önce Ömer El-Beşir’e yakın duran isimler olarak bilinmelerinden dolayı meydanlara çıkan kalabalıkların onları istemediğini telkin etti ve kenara çekilmeleri için zorladılar. Aslında bu üç isim ikna edilmiş olmasaydı belki de darbenin gerçekleştirilmesi kolay olmayacaktı. Ama onlar önce darbenin başını çekmeye ikna edildiler. Sonra da üç günden daha kısa bir süre içinde üçü de devre dışı bırakıldı.

Bin Avf’ın yerine geçirilen Abdülfettah Burhan, Sudan’ın Yemen’deki koalisyon güçlerine destek için gönderilen birliğinin komutanlığını yapmış kişi. Daha önce de orduda müfettişlik yapmış.

Burhan’ın yardımcılığına yani Askeri Konsey başkan yardımcılığına ise Hamideti diye meşhur olan Muhammed Hamdan Daklu getirildi. İlginçtir, bu şahıs ilk darbe sonrasında Askeri Konsey’de yer almak istememişti. Ama konseyin başkanının değişmesi üzerine onun yanında yardımcı olmayı kabul etti. Bu şahıs Hızlı Destek Kuvvetleri komutanlığı yapıyor. Hızlı Destek Kuvvetleri ise Darfur’da savaşan özel birlikler olarak biliniyor. Bu birliklerin Darfur’daki siyahilere yani Çad asıllılara yönelik şiddet eylemlerine başvuran Cancevid gerillalarıyla da ilişkili olduğu söyleniyor.

Bu değişiklikten yani darbe içinde darbe gerçekleştirilmesinden sonra Sudan Meslek Kuruluşları Birliği bunun meydanlara çıkan kalabalıkların bir zaferi olduğunu dile getirdi.

Suudi Arabistan ve BAE’nin de bu değişiklikten sonra Sudan’daki askeri darbeye destek verdiğini açıklaması da dikkat çekici bir gelişme oldu.

Fakat bununla birlikte gösteriler yine son bulmadı.

Yeni kadronun siyaseti ve bu kadroya karşı sergilenen tutumun arka planı ile ilgili kanaatlerimizi inşallah müteakip yazımızda dile getireceğiz.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
278 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...