logo

14 Nisan 2019

İstanbul üzgün bari biraz caz dinleyelim


Mehmet Ocaktan
m.ocaktan@gmail.com

Şiirin ve müziğin başkenti olan İstanbul şu günlerde kelimenin tam anlamıyla bir hüzün iklimi yaşıyor. Maalesef bunca demokrasi deneyimimize rağmen, bu şehre yakışan doğru dürüst bir seçim yapmayı bile başaramadık. Günlerdir süren itirazlar ve sandık sayımlarından o kadar yorulduk ki, sadece endişeli bakışlarla siyasetin çaresizliğini seyrediyoruz, ama elimizden bir şey gelmiyor.

Anlaşıldı ki bu demokrasi işini daha uzun süre beceremeyeceğiz, en önemlisi de bu ülkenin siyasi aklının, İstanbul’un sanat-edebiyat ve kültürel derinliğine yakışan estetik bir hafızadan yoksun oluşudur.

Kuşkusuz niyetim, İstanbul’un bu haline ağıt yakmak filan değil. İnadına bu şehrin şiir ve müzikle ilgili hatıralarına yaslanarak, siyasetin zihinlerimizi abluka altına alan kaos ortamından biraz olsun uzaklaşmak…

Uzun yıllar önceydi, şimdi dönüp bakıyorum da üzerinden tam otuz yıl geçmiş… 1988’de Miles Davis’in efsane topluluğuyla Açıkhava sahnesinde gezinerek çalması bir düş gibiydi. O gecede sadece Miles yoktu elbette, muhteşem performanslarıyla yüreklerimizi aydınlatan cazın efsane isimleri vardı sahnede. Dizzy Gillespie’den Ornette Coleman’a, Modern caz Quartet’den Stan Getz’e birçok caz ustasını yakından dinleme imkanını bulmuştum.

Ve tabii ki sadece bu kadar değil, mesela 18. İstanbul Caz Festivali’nin efsanelerle dolu unutulmayan caz geceleri… Yüreğimin küllerini aralayıp baktığımda görüyorum ki, Müzik dehası Miles Davis’in ölümünün 20. Yılında Davis’le daha önce çalmış üç efsane isim Marcus Miller, Wayne Shorter ve Herbie Hancock sanatçıya saygı duruşu niteliğinde bir projeyi hayata geçirmişlerdi: Tribute To Miles…

Açıkhava sahnesinde “Tribute To Miles” projesinin dünya prömiyerini gerçekleştiren bu üçlü, konserde piyanoda Herbie Hancock, saksafonda Wayne Shorter, bas gitar ve bas klarnette Marcus Miller ile trompette Sean Jones ve davulda Sean Rickman, Miles Davis’in 50’lerdeki bop ve cool döneminden, ‘70’lerdeki deneysel-elektrik parçalarına ve 80’li yıllardaki son çalışmalarına dek uzanan bir programla hepimize müthiş bir gece yaşatmışlardı.

Şunu açıkça ifade etmek gerekiyor ki, Miles Davis’i dinlerken yüreğinizi delip geçen müthiş bir yalnızlık hissedersiniz, ama yalnızlığınızdan asla utanmazsınız. Eğer keder ve yılgınlığı Davis’in üflediği o tonla buluşturabilirseniz, dünyaya karşı müthiş bir protesto çığlığı bile üretebilirsiniz.

İngiliz müzik eleştirmeni Michael James’in Miles Davis’le ilgili şu sözlerinin altını çizmek istiyorum: “Caz tarihinde yalnızlık olgusunun, Miles Davis’in yaptığı kadar dokunaklı bir şekilde hiçbir zaman sınanmadığını söylemek, kesinlikle abartı değildir.” (Caz Kitabı, Joachim E. Berendt)

Miles Davis’in tonunun keder ve yılgınlığın tonu olduğunu belirten Caz kitabının yazarı Joachim E. Berendt de şunları söylüyor: “Keder ve yılgınlık –bu ikisini müzikal olmaktan çok, kişisel bir protesto isteği birleştirir-, Miles’in söylemek istediği diğer şeylerden bağımsız olarak vardır; Davis bir çok neşeli, hoş ve dostça şeyler söyler, ama hepsini keder ve yılgınlık tonunda ifade eder.”

Caz muhabbetinin bazı okurlar açısından çok da cazip olmadığını biliyorum. Elbette herkes caz dinlemek zorunda değil, ama müzik dinlemenin hepimizin zihin dünyasında muhteşem ufuklar açacağını da unutmayalım. Türk musikisi dinleyelim, klasik Batı müziği dinleyelim ya da yüreğimize ferahlık katacak bir ilahi dinleyelim, yeter ki müziğin o derin iklimiyle buluşalım…

(KARAR)

Etiketler:
Share
296 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...