Hizmet mi alışkanlık mı?

İsmail Kılıçarslan

i.kilicarslan@gmail.com

Yaklaşan yerel seçimlerin gündemini yakından takip ettiğim söylenemez. Bu, büyük oranda başka gündemlerin peşinde olduğum için böyle, bir oranda da bir çeşit seçim ve argüman yorgunluğu söz konusu galiba bünyede.

Yine de bazılarını şahsen tanıdığım için, bazılarını da ne yapacaklarını merak ettiğim için takip ettiğim kimi adaylar var. İstanbul’dan başlayacak olursam Zeytinburnu’nda Ömer Arısoy’un, Beykoz’da Murat Aydın’ın, Sultanbeyli’de Hüseyin Keskin’in, Başakşehir’de Yasin Kartoğlu’nun ve Esenler’de Tevfik Göksu’nun kampanyasını takip ettiğimi söylemeliyim.
Ankara Yenimahalle’den aday olan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin alacağı sonucu ise merakla bekliyorum. Başarılı bir belediye başkanı olan CHP’li Fethi Yaşar’ın karşısında olağanüstü başarılı bir belediye başkanı olan AK Partili Veysel Tiryaki var. Tabii ki gönlüm, doğup büyüdüğüm ilçeyi Veysel başkanın yönetmesinden yana. Bir bakıma “daha iyi hizmet iyi hizmeti yener” sonucu bekliyorum Yenimahalle’de.

İki büyükşehirde seçim sonucunu çok büyük bir merakla bekleyeceğimi de söylemek isterim. İlk şehir Bursa… Şehri yönettiği kısa dönem içerisinde çok önemli ve değerli bir performans ortaya koyan Alinur Aktaş’ın Bursa için hayata geçireceği iyi hizmetler olduğuna inanıyorum. Onca olumsuz tecrübeden sonra Aktaş, Bursa’ya ilaç olacaktır.

Sonucunu kestiremediğim ve oldukça merak ettiğim diğer şehir ise Eskişehir. AK Parti’nin adayı Burhan Sakallı, CHP’nin değişmez adayı Yılmaz Büyükerşen’e karşı. Burhan Sakallı, entelektüel ilgileri oldukça geniş, şiirleri İtibar gibi önemli edebiyat dergilerinde yayınlanan, yerel yönetim konusunda tecrübeli bir isim. Artık 81 yaşına gelmiş ve kampanya yürütmekte dahi zorlandığı görülen Büyükerşen karşısında

-ittifakın da bir neticesi olarak- önemli bir şansı olabilir. Eskişehir’e bir kan değişikliği iyi gelecektir kanaatimce. Bunu da yine Büyükerşen’in geçmişte başarılı bir yerel yönetim performansı ortaya koyduğunu dışarıda tutmadan söylüyorum. Fakat kanaatim odur ki Büyükerşen artık oyundan düştü. Burhan Sakallı’nın Eskişehir için daha iyisini ortaya koyabileceğini düşünüyorum.

Yerel seçimde oy vermenin tek kıstası “aldığı hizmeti değerlendirmek, alacağı hizmeti hesaplamak” olmalı ama bizim ülkemizde ne yazık ki bu asla böyle işlemiyor. Günün sonunda bir “genel seçim” havasına giriyor memleket ister istemez. Bunun neticesi de başarıyı/başarısızlığı değerlendirerek oy vermek yerine başka politik motivasyonları değerlendirerek sandığa gitmek oluyor. Bazı seçim bölgelerinde seçmenin “bu adaydan olmaz ama mecburen partimize oy vereceğiz” diyerek tercihini yapacağı aşikâr.

Bir de tabii “bu aday doğru isim” diyerek sandığa gidip gönül rahatlığıyla oy kullanmak var.

Haydi örneği Esenler’den verelim. Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu 2009 seçimlerinde %48, 2014 seçimlerinde %63 oy alarak seçilmiş. Bu seçimde ise beklentisi 70 ile seçilmek. Ve bu beklenti bence son derece normal bir beklenti…

Çok uzun anlatmayayım. İlgi alanlarımdan iki örnek vereyim. Esenler’de “Kültürkart” uygulaması ile “%100 Hayat” projesi bile bu beklentinin normalliğine işaret eder bence.

Kültürkart’tan başlayayım. Esenler Belediyesi “kültürel etkinlik katılımınızı” ödüllendirmek için size bir kart veriyor. Katıldığınız ücretsiz kültürel etkinliklerde o kartla puan topluyorsunuz ve yılsonunda kartınızda biriken puanlarla Balkanlar gezisi, Kudüs turu, Karadeniz gezisi, Müzekart, sırt çantası, kulaklık, laptop gibi ödüller kazanabiliyorsunuz. Hal böyle olunca kültürel etkinliklere katılım bakımından İstanbul birincisi çıkıyorsunuz ve bunu görece “düşük gelir ve eğitim düzeyi”ne sahip bir ilçede başarıyorsunuz.

“%100 Hayat” projesi ise uyuşturucu tuzağındaki gençlerin alışkanlıklarını bırakması ve topluma kazandırılması için işleyen bir proje. Proje kapsamında uyuşturucuyu bırakan kullanıcı oranı %34 ki bu konuda dünya ortalamasının %14’lerde olduğunu düşününce yapılan işin başarısı çok daha net anlaşılıyor.

Diyeceğim şudur: Seve seve sandığa gitmekle “mecburen yine kendi partimin adayına oy vereceğim” demek arasındaki farkı “hizmet kalitesi” belirliyor. Bu farkta Türkiye’deki tüm siyasi partilerin alması gereken ibretler var vesselam.

(YENİ ŞAFAK)