logo

Dirsek teması, Saadet’i vebalden kurtarır mı?


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

31 Mart Mahalli Seçimleri’nde aday belirlemeleri sürerken, partiler arasındaki “seçimlere birlikte girme görüşmeleri”nde de sona yaklaşılıyor..

Kardeş partilerin seçime birlikte girme isteğinde tabii ki bir sorun yok..

AK Parti, MHP, SP, BBP’nin birlikte seçime girmesinde anlaşılmaz bir durum olmadığı gibi..

Hatta bu birliktelik safına, İP’i de kısmen katabiliriz..

CHP ile HDP’nin birlikte seçime girmesinde de mantığı zorlayan bir çelişki olmadığı kanaatindeyim.

Nitekim tarihte de bunun bir örneğini görmüştük..

Refah Partisi ile MHP, 1991’de ittifak yapmışlardı..

Bu ittifak yapılırken, Refah Partisi’nin genel başkanı Necmettin Erbakan, MHP’nin genel başkanı Alparslan Türkeş’ti.

Yani iki hareketin en önemli liderleri bu birlikteliğe onay vermişlerdi.

Muhsin Yazıcıoğlu ise, o tarihte MHP listesinden milletvekili adayıydı. Seçimden sonra BBP’yi kurmuştu..

Dolayısı ile, bu üç partinin ittifak yapmasında, tarihi süreci de dikkate aldığımızda, anlaşılmaz hiçbir durum söz konusu değil..

İyi Parti, MHP’den ayrılanlarla kurulduğuna göre, normal olanı, onların da bu safta bir ittifakta olmalarıdır.

Yine 1991’de, sol cenahın iki partisi; bugünkü CHP adına SHP ile, bugünkü HDP adına HEP, birlikte seçime girmişlerdi.

Nihai noktada, her iki gruptakilerin kendi içlerindeki ittifakları, kardeş partilerin anlaşması olarak nitelendirmek mümkün..

Ama..

İki ayrı grup olarak tanımlayabileceğimiz bu grupların içinden kafayı kaldıran bir veya iki partinin, karşı cenahtan bir veya iki parti ile ittifak yapması, zıt kardeşlerin birlikteliği olur ki, “inşa etmek” için değil, sadece “yıkmak” için gerçekleşebileceğini hatırlatmamız gerekir..

¥

24 Haziran seçimlerinde, maalesef suyun akışına ters birliktelikleri gördük.

AK Parti, MHP ile doğru olarak ittifak yaparken..

Maalesef İP ile SP, karşı cenahtan CHP ile ittifak kurdu..

Evet, bu ittifak sayesinde, İP de, SP de, TBMM’de temsil imkanı buldu ama..

Tarihlerine de, “kara bir leke”yi sürdüler..

Ben beklerdim ki..

İP de, SP de..

Aynı hatayı tekrar yapmasınlar..

Ama görünen, tarihin tekerrür edeceği..

Geçtiğimiz hafta Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener buluştu.. 

Dün de..

Kılıçdaroğlu ile Temel Karamollaoğlu buluştu..

Çıkışta yapılan açıklamaya göre, Temel Karamollaoğlu’nun anlatımından çıkarttığımız netice şu ki, “ittifak” gözlerini korkutmuş..

Onun için de, “açıktan ittifak” yerine, “gizli ittifak”ı tercih etmişler..

Karamollaoğlu, bu “gizli ittifak”ı, şöyle ifade ediyor:

“Bu seçimlerde de biz, daha önceden de ifade etmiştim, genel bir ittifakın söz konusu olmadığını. Mümkün olduğu kadar biz seçim bölgelerinde, her seçim bölgesinde seçime girme gayreti içinde bulunacağımızı, ama geçmişte de söylediğimiz gibi Anadolu’da çeşitli yerlerde yeri geldiği zaman bir dirsek temasının yapılabileceğini ifade etmiştik. Bu düşüncemizde yine kararlıyız.”

“İttifak” mı, “dirsek teması” mı diye sorarsanız..

Şeffaflık taraftarı olarak, ben “ittifak” derim ama..

Mahalli seçimlerin yapısı gereği “dirsek teması”na mecbur kalındığı anlaşılıyor..

Peki, CHP ile “dirsek teması” kurmak, dinî hassasiyetleri olan bir partiye yakışır mı?

Mesela, Üsküdar’daki Hacı Mehmet amcaya, “Büyükşehir’de CHP adayına oy at.. İlçe belediye başkanlığında bizim adayımıza” denildiğinde..

Hacı Mehmet amca, bu isteği, tereddüt etmeden yerine getirebilecek midir?

Daha önemlisi..

Saadet Partisi yönetimi, böyle bir talimatın vebalini, gönül rahatlığı ile üstlenebilecek midir?

SP’nin desteği ile, CHP’nin İstanbul’da seçimleri kazanması pek mümkün görünmüyor ama..

Farzedelim kazandılar..

Göztepe Camii’nin yapılmaması için nasıl ölümüne mücadele ettiklerini bildiğimiz CHP’lilerin..

Hakeza, Validebağ Camii’nin yapılmaması için sokak hareketleri dahil hangi eylemlere imza attıklarını bildiğimiz CHP’lilerin..

İstanbul’a belediye başkanı olduklarında, bu mücadelelerini sokakta değil, belediye meclisinde çok daha rahat bir şekilde yapacaklarını tahmin ederek..

Yapılması gereken camilerin yapılmamasının vebalini, SP’liler yönetim olarak üstlenebilecekler mi?

Kur’an kurslarına, cami lojmanlarına, imam hatip liselerine AK Partili belediyelerin gösterdikleri ilgiyle kıyasladığımızda..

CHP’li bir ismin belediye başkanı seçilmesiyle (Milli Görüş’ün idealleri açısından bakıldığında), Saadet Partililerin, nasıl bir akıbetin kendilerini beklediğini düşünüp düşünmediklerini sormamız gerekmez mi?

“AK Partili belediye başkanının yaptıklarının tümünü, biz CHP’li başkana da yaptırırız” diyorlarsa..

Tercih kendilerinin..

Ama yaptıramazlarsa, bunun vebalini de, boyunlarında taşıyacaklarını, kendilerine hatırlatmamız gerekir..

¥

Tabii ki olayları tek taraflı düşünmeyelim..

AK Parti’ye de buradan bir öneride bulunalım..

Önceki mahalli seçimlerde, seçimi kazanan veya kıl payı kaybeden SP’li adayların olduğu yerlerde..

Bir jest yapılarak..

Milli Görüş’e vefa borcu da yerine getirilerek..

AK Parti ile başa baş mücadele eden..

Üstelik, SP yönetimini, CHP ile dirsek teması şeklinde de olsa, büyük bir vebalin altına da sokmamak için..

SP’li adayları destekleme kararı almaları, çok mu zor bir karar olacaktır?

Ne olur yani, 81 vilayetten 65’ini değil de, 63’ünü AK Parti kazansa..

Kıyamet mi kopar?

Sembolik de olsa..

Benzer şekilde BBP için de, bir jest yapılsa..

15 Temmuz gibi, ülkenin zor günlerinde, tüm muhafazakâr kesimin, bir saniye tereddüt etmeden birlik içinde hareket etmesinin altyapısı, sapasağlam kurulmuş olsa..

Ne olur?

Günah mı olur?

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
354 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...