logo

25 Kasım 2018

Necat ve şiiri, o ‘savrulmayan’lardan


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Necat’la derin bir sohbetimiz olmadı. Selam, sabah, ne oldu, ne bitti? Birkaç cümlelik söz alış-verişleri.

Buna fırsat olmadı. Denk düşmedik.

Olsun, o mısralarıyla, efkarıyla, daima ağır bir şairdir.

En çok Çorlulu Ali Paşa’da görürüm Necat’ı. Görürdüm.

Son görüşmemizde Elaziz’e taşındığını söylemişti.

Bayazıt’ta, Çarşıkapı’yla Çemberlitaş’ın arasında, kubbeli bir mekan, Çorlulu.

Necat, şiiriyle, tömbekisiyle baş köşededir.

Bir başköşesi yok Çorlulu Ali Paşa’nın. Fakat, Nejat’ı orada gördüğünüzde, onun cülus ettiği yerin bir başköşe olduğunu düşünürsünüz.

(Sakın, kimsenin aklına istihza falan gelmesin. Başkası yapsa iğreti dururdu. Necat’a yakışıyordu. Bu cümlelerde, lütfen, muhabbetten, kardeşlikten başka bir şey aranmasın.)

Bilenler, çoktan bildi, bahsettiğim şairin Necat Çavuş olduğunu.

Tanışıklığımız daha eskidir. Hem şiiriyle, hem kendisiyle.

Ama 90’larda daha sık gördüm Necat’ı.

İhsan Deniz’le birlikte Bürde’yi çıkarıyorlardı.

Şunu İhsan Deniz için de emin olarak söylerim: Şiirlerinde de nesirlerinde de, yayınlarında da titizdiler.

Asaletli bir ‘damar’ı sürdürüyorlardı.

(O günlerde, ben de Kayıtlar’la meşguldüm. Bürde de, Kayıtlar da, devam edebilseydi iyi olurdu. Fakat, kim, hangi maddi kuvvetle taşıyacak bu güzel işleri? Kendi adıma söyleyeyim. Pilimiz bitti, sürdüremedik.)

Geçenlerde, kütüphanemde ‘Yolcunun Gözleri Parlıyor’u aradığımı ama bulamadığımı yazdım ya.

Dün, fazlasını buldum.

“Bin dörtyüz ondokuz.” (Kaknüs.) 1999’da basılmış.

Yolcunun Gözleri Parlıyor dahil, 99’a kadar ne varsa ihtiva ediyor.

İşte şiir. Bazen bir ayrıntı ısıtır içinizi. Bakın, Keşifler’de:

“Gel sıcaklığınla

Bir kar tanesidir öfkem sana.”

Veya yine Keşifler’de.

“Her söylediğimizin

Vardır bir dilde karşılığı”

‘Ey Kadın, Yanında Çocuk Olsun Yürürken Çölleri Geceleri.’

Bu şiirden ve Necat Çavuş’un başka bazı şiirlerinde aşinası olduğu Muallaka şairlerinin ve sonrasının, bilhassa İslam Şairlerinin rayihasını alırım desem yanlış bir şey mi söylemiş olurum?

“Secde kokusu dağıt toprağa

Dürüp dürüp vakitleri

Allah’ın melekleri katıldı mı sana

Dereleri geçmek gibidir geçmen ülkeleri”

Şairler vardır. Ya da yazdıklarının şiir olduğunu zannedenler.

‘Dil’i zaptedemezler.

Başedememiş, dersin dille. Kifayetsiz.

Yok öyle bir şey Necat’ın şiirinde.

Şiirine nüfuz edemediğiniz durumlarda bile, bunun sebebi dil noksanlığı olmaz. Belki sizin bir noksanlığınızdır.

Bu dediğim, Necat Çavuş’un şiirinin tamamı için geçerlidir.

Bizler, Sezai Karakoç’un rahle-i tedrisinden az ya da çok geçmiş, kimimiz iyi, kimimiz eksik talebeleriz.

İşlerimizde ondan izler olması tabiidir.

Necat’ın şiiri, müstakildir. Kendisine aittir.

Ama, yeri gelince, Diriliş’e selam göndermeyi yüksünmez Necat Çavuş.

Yüksünmez sakil mi kaçtı? Bana da öyle geldi.

‘Can u gönülden selam gönderir’ demek daha uygun.

Bunu en açıkça yaptığı şiir, başlığı ‘Sezai Karakoç’ olan şiir.

“Ve sultandır O, evini savunandır ‘batı yakası’na karşı

Ve adımlarının izi kalır mermer yürekte bile

Ve kalemi tutunca eli bir yed-i beyza”

Anıt Öpüşler, bence, Türkçe’deki en güzel İstanbul şiirlerinden biridir.

Demek istediğim, yüz tane güzel İstanbul şiirinden biri değil.

Çok güzel beş-altı İstanbul şiiri varsa. Birisi Anıt Öpüşler.

“Mimar Sinan Kostantıniyye’yi en güzel yerinden/Tutup öpmüş öpmüş İstanbul yapmıştır/Belki bir Şehzadebaşı’da belki Süleymaniye’de/Bir öpüş rüzgara karşı çınar/Bir öpüş çağlara karşı simya/Bir öpüş müziğin gül açımı/Bir öpüş denizin içindeki ses/Ya Üsküdar’daki Şemsi Paşa/Tanrım! O ne öpücüktür, belki de/İstanbul hiç böyle öpülmemiştir.

Bu kitapta yok ama, Amerika şiiri de unutulamaz.

Amerika’ya Necat Çavuş’un baktığı yerden bakmayı herkes başaramaz.

‘Dünya’ savuruyor herkesi. Hele şu mevsimde, rüzgarlar bir alttan, bir üstten esiyor.

Ben, ara sıra, savrulamayan şeyleri yazmaya çalışıyorum.

Necat ve şiiri, o ‘savrulamayan’lardan.

Nice senedir, güzel bir şiir inşa etti Necat Çavuş.

Daha tamamlanmadı.

Merak ediyorum, görmediğim neler var?

(KARAR)

Etiketler:
Share
281 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...