logo

10 Kasım 2018

Mısır, İsrail’i aratmıyor


Ahmet Varol
a.varol@gmail.com

Geçtiğimiz Çarşamba akşamı yani 7 Kasım tarihinde Gazzeli balıkçı Mustafa Ebu Avde, Gazze açıklarında avlanırken Mısır askerî feribotlarından açılan ateşle hayatını kaybetti.

Filistinli balıkçının yaptığı şey sadece denizde balık avlamaktan ibaretti. Mısır açısından herhangi bir tehlike oluşturması söz konusu değildi. Bu kişinin, Gazze’deki avlanma sınırını aşarak Mısır’ın karasularına girdiği farzedilse bile Mısır feribotlarından bir uyarıda bulunulması ve Mısır karasularından çıkmasının istenmesi mümkündü. Böyle bir uyarıda bulunulması durumunda Filistinli balıkçının da o bölgeden çıkacağı ve Mısırlı askerlerle herhangi bir tartışmaya girmeyeceği kesindi. Hemen mermilerin hedefi olması ve hunharca katledilmesi gerekmiyordu. Diyelim ki uyarıda bulunulmasına rağmen çıkmadı ve avlanmaya devam etti. O balıkçının herhangi bir askeri tehdit oluşturmadığı, sadece balık avlamakla meşgul olduğu biliniyordu. Mısır’ın askeri yönden donanımlı olan feribotlarının balıkçının botuna yaklaşmaları ve uyarılara rağmen çıkmamasından dolayı onu gözaltına almaları ve götürüp sorgulamaya tabi tutmaları mümkündü. Ama Mısır feribotlarında bulunan askerler ne uyarıya ne de balıkçıyı kontrol altına alarak sorgulama yoluna başvurmuşlardı. Doğrudan saldırı ve vahşi cinayet yolunu tercih etmişlerdi.

Bu, Mısırlı askerlerin Gazzeli balıkçılara yönelik ilk saldırıları değil. Daha önce de muhtelif saldırılar gerçekleştirdiler. Bazılarında balıkçıları katletti, bazılarında da yaraladılar. Zaman zaman balıkçıların teknelerine ve tuttukları balıklarına el koydukları, kendilerini de gözaltına aldıkları oldu. Bütün bunları yapmaları için balıkçıların Mısır tarafına geçmiş olmaları gerekmiyor. Bazen biraz yaklaşmaları durumunda bile Mısır askerlerinin saldırılarına maruz kalabiliyorlar.

Bunu askerlerin tamamen kendi kişisel kararlarıyla ve keyfi uygulamalarıyla yapmaları söz konusu olamaz. Çünkü o durumda yaptıklarından dolayı hesaba çekileceklerini düşünmeleri gerekir. Bu kadar rahat bir şekilde saldırabilmeleri, Gazzeli balıkçıları öldürmeleri, yaralamaları veya teknelerine el koyabilmeleri kendilerine talimat ya da bunu yapmaları için izin verildiğini gösterir.

Filistin tarafı ise Mısırlıların saldırıları karşısında, siyonistlerin saldırıları karşısında maruz kaldıklarından daha büyük bir sıkıntıya ve zorluğa maruz kalıyorlar. Çünkü siyonistlerin saldırılarına tepki gösterebiliyor, tavır koyabiliyorlar. Ama Mısır’la dalaşmanın Filistinlileri daha çok sıkıntıya sokacağını düşündükleri için yapılanları askerlerin hataları olarak gösterip sadece Mısır yönetiminden bu saldırıları gerçekleştiren askerleri sorgulamaları talebinde bulunmakla yetinmek zorunda kalıyorlar. Nitekim son saldırıda hayatını kaybeden Mustafa Ebu Avde’nin cenaze töreninde de Filistin’in eski başbakanı ve Hamas’ın Siyasi Birim Başkanı İsmail Heniyye, Mısır istihbaratıyla görüştüğünü ve üst düzey yetkililerden konunun takipçisi olacaklarına dair söz aldığını dile getirmekle yetindi. Doğrudan Mısır yönetimini hedef alan herhangi bir açıklama yapmaktan çekindi. Mısır istihbaratının üst düzey yetkililerinin konunun takipçisi olacaklarına dair söz vermeleri ise sadece bir aldatmadır ve bu sözlerini yerine getirmelerini de kimsenin beklediğini sanmıyorum.

Mısır’daki cunta rejimi Gazze halkını sıkıştırma ve bu halka yönelik saldırgan tutumda siyonist işgal rejiminden geri kalmıyor. Ama ne yazık ki Gazze’deki direniş güçleri işgal rejimiyle ateşkes konusunda böyle bir ihanetçi rejimin arabuluculuğuna mahkûm durumda. Bu da Filistin halkının örsle çekiç arasındaki durumunu göstermesi açısından düşündürücü.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
373 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...