logo

31 Ekim 2018

Suudilere bir ‘şefkat tokadı’ da mı atamayız!


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Kaşıkçı cinayetine yeterli tepkiyi verdi mi, vermedi Trump yönetimi…

Ama göstermelik de olsa bazı adımlar atıyormuş gibi yaptı.

Washington Büyükelçisi olan prensin kulağına, bir süre ortadan kaybolmasının iyi olacağını fısıldadılar. Arkasından, ‘sorularımıza tatminkar cevaplar bulmadan geri gelmemesini istedik’ diye atıp tuttular da.

Cinayete karışanların vizelerini iptal kararı aldılar.

Başka yaptırımlar üzerinde çalıştıklarını, bununla kalmayacağını, verilecek doğru tepkiyi aradıklarını filan gevelediler.

Çok sert mi çıktı Almanya, çıkmadı…

Ama Şansölye Merkel, lafı eğip bükmeden Suudilerin cinayeti aydınlatmaktan ve faillerinden hesap sormaktan henüz çok uzak olduklarını beyan etti. Ve bu şartlar altında Suudilere silah satışının düşünülemeyeceğini deklare etti.

Fransa çok şey mi yaptı, yapmadı. Hatta Cumhurbaşkanı Macron, AB ülkelerinden yükselen silah ambargosu çağrılarına ‘demagoji’ bile dedi…

Ama Macron dahi bir gazetecinin hunharca susturulmasını karşılıksız bırakmayacaklarını, cinayetin aydınlatılmasının takipçisi olacaklarını haykırdı. Ve ortaklarıyla birlikte en ileri yaptırımları uygulamakta tereddüt etmeyeceklerini bildirdi.

Hasılı…

AB’si, ABD’si Suudilerin canını acıtan bir ceza mı kesti, kesmedi.

Şoka mı uğrattılar, hayır uğratmadılar.

Ama hiç değilse canlarını sıkıyorlar. İngiltere’si Avusturya’sıyla her seçeneği tartışıyorlar.

Medyaları, yasak savma kabilinden tepkilere sessiz kalmıyor.

Muhalefetleri, ağır bedel ödetmesi için yönetimlerine baskı kuruyor.

Hükümetleri, geçiştirmek için dahi olsa tepkilerini ufak tefek eylemlere döküyor.

Silah satışını durduran da var, durdurma kartını masaya süren, ilave yaptırım tehdidini elde tutan da.

Peki…

Türkiye az şey mi yaptı, hayır.

Hakkını yemeyelim, Ankara üstüne gitmese çoktan örtbas edilmişti.

Suudiler cinayeti itiraf ettilerse Ankara zorladığı içindir.

Kaza süsü vererek üstünü kapatamadılarsa yine Ankara sayesinde.

En son başıbozuk devlet görevlilerinin planlı vahşeti olarak üstlenmeye mecbur kaldılarsa yine Ankara’nın başarısıdır.

Bu aşamaya kadar yapılanları ne küçümsüyor ne eleştiriyorum.

Fakat bunlarla yetinebilir miyiz?

Suudilere silah satan ülkeler arasında, Almanya’dan sonra biz geliyoruz. En azından satışları geçici olarak askıya almayı da mı değerlendiremeyiz?

Cinayet, İstanbul başkonsolosluğunda işlendi. Madem başkonsolosu alıkoymadık, gitmesine izin verdik…

Bari Ankara’daki büyükelçilerinin de biraz uzamasını söyleyemez miyiz? İstenmeyen kişi ilan etmesek bile, diplomatik tepkimizi kayda geçiren bir nota da mı veremeyiz?

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, duyarlılığını koruyor. İpe un serdirmeyeceğimizi, tamamen çözmeden ortada bırakmayacağımızı, oyalamacalara gelmeyeceğimizi, birilerinin kurtarılmasına göz yummayacağımızı dün tekraren duyurdu.

Fakat uzatıyor Suudiler, hala cesedin saklandığı yeri söylemiş değiller. Yargılamamız için failleri bize vermeyi de reddettiler.

Tepkimizi az da icraata döksek Suudi kardeşlerimizin dillerini çözmeye fayda etmez mi?

Canlarını yakmak istemediğimizi ama olanları sineye de çekemeyeceğimizi anlamalarını sağlayacak kardeşane yaptırımlar yok mu hiç?

(KARAR)

Etiketler:
Share
467 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...