logo

Selman’ın yeri sağlam


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Bir sonraki aşamada devlet pişkinliği “Cemal Kaşıkçı Suudi Arabistan’ı mahcup etmek için geldi İstanbul Büyükelçiliğimizde kendi ölümüne sebebiyet verdi” seviyesine yükselecek.

Zamane öyle adileşecek ki, böyle senaryoları cansiperane savunacak devlet adamı, gazeteci, kanaat önderi, sivil toplumcu ve sade vatandaş sıkıntısı hiç çekilmeyecek.

Misalin Suudilere ilişkin olmasına bakmayın. Taze bir gelişme olduğu için denk geldi. Alem-şumül bir durum bu.

Bütün devletler, bütün ülkeler, bütün troller, bütün yalanlar, bütün arsızlar, bütün pişkinler için geçerli.

‘Parayla saadet olmaz’ devri çoktan kapandı, ‘para her şeye kadirdir’ devrine geçtik.

Daha çok trafik kazalarında oluyor böyle anlaşmalar.

Ölen ölüyor.

Ölenin yakınları yıkılıp dökülüyor.

Yağıp gürlüyor.

Oğlum! Evladım! Kızım! Kardeşim! Canımmm!

Sonra bakıyorsun, öldüren taraf ölenin yakınlarını parayla pulla ikna ediyor.

Ölen öldüğüyle kalıyor.

Parayı alanlarda ses seda kesiliyor.

Hani Cemal Kaşıkçı işini bitirdikten sonra elini kolunu sallaya sallaya konsolosluktan çıkmıştı?

Suudiler on on beş gün tek kelime etmediler.

Muhtemelen delil bırakmadıklarını düşünüyorlardı.

Bir görüşe göre delil yoksa, ceset yoksa cinayet de yok hükmündedir.

Buna güveniyorlardı.

Delillerle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı. Ama delillerin elde edildiğine dair kuvvetli rivayetler var.

Ses kayıtları piyasada dolaşmaya başladı.

Ve sonunda Suudi Arabistan, Kaşıkçı’nın konsoloslukta katledildiğini itiraf etti.

Ucu Muhammed Bin Selman’a mı dokunuyordu cinayetin?

Muhammed Bin Selman’ın gönderdiği tim mi öldürmüştü Cemal Kaşıkçı’yı?

Şimdi Muhammad Bin Selman zor durumda mı?

Öyle sanıyordu herkes.

Ben dahil.

Öyle değilmiş.

Cumartesi günü akşam Süleymaniye’ye bizim İlesamcıların mekanına uğradım.

Daha önce tanışmamışız, Ortadoğu uzmanı Dr. Vehbi Baysan orada kıymetli değerlendirmeler yaptı.

Malum, 2017’de Veliaht Prens Muhammed Bin Nayif’in yerine Muhammed Bin Selman getirildi.

Bu, bir nevi darbeydi.

Veliaht tayininde daha önce belirlenmiş uygulamayı bozan bu darbede ABD yönetiminin parmağı vardı.

Yani ABD Prens Salman’ı seviyor.

Selman’dan memnun, onunla çalışmak istiyor.

‘Selman’ı tasfiye et cinayetten kurtul’ formülünün Suudi Arabistan’da karşılık bulması mümkün değil.

Trump’ın hiç o taraklarda bezi yok.

Kral ve Veliaht’tan bahsederken oldukça nazik konuşuyor.

Kral’a güveniyor.

Muhammed Bin Selman, faili olmakla suçlandığı bu cinayeti kullanarak daha da güçlenebilir.

Cinayetin sorumluları tutuklanabilir, idam edilebilir, azledilebilir.

Ama Muhammed Bin Selman’a bir şey olmaz.

Üstelik, ABD, bu cinayeti yukarıda sopa gibi tutarak Selman’la daha verimli çalışır.

Kaşıkçı cinayetinden neredeyse toplu halde şüpheli durumuna düşen Suudi istihbaratını yeniden yapılandırma görevi Veliaht Selman’a verildi.

Yani işler tıkırında.

Gelinen noktayı şöyle özetleyebiliriz.

Herkes, devletler ve insanlar, Kaşıkçı cinayetini kimin işlediğini, Kaşıkçı’nın nasıl öldürüldüğünü bilecek.

Fakat hiç kimse bu bilgiyi işleme koymayacak, bu bilgiyle amel etmeyecek.

Sistemin dışında birileri itiraz edebilir.

Etsin, kimin umurunda?

(KARAR)

Etiketler:
Share
421 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...