logo

McKinsey tartışması ile ispatlanan gerçekler


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

McKinsey ile ilgili tartışmalar bir haftadır sürüyor. Kimi “anlaşma yapılması yanlış” dedi. Kimi “doğru” dedi.

Kimisi de; “Kısmen doğru, kısmen yanlış» dedi. Tartışmanın sonunda söylenilenlerin hepsini dinleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan istişarelerin sonunda kararını verdi: “McKinsey ile anlaşmaya gerek yok”
Devam etti Erdoğan. “Biz bize yeteriz” dedi.

Bu süreç ve bu sürecin sonunda geldiğimiz nokta bize neyi ispatladı?

Sıkça iddia edildiği gibi Türkiye’de eleştiriye tahammül edilemediği iddiası boşa çıkmış oldu. En sert eleştiriyi Abdurrahman Dilipak Abi, Akit TV’de yapmıştı. Dilipak’ın eleştirileri, “Bağcıyı dövme” amaçlı değil “üzümleri ülke yararına kurtarma” amaçlı eleştirilerdi. Solakların yaptığı gibi “her şey kötü, dolayısıyla bu anlaşma da kötü” anlamında bir eleştiri değildi.

Komünistlerin yaptığı gibi “Diktatörlükle yönetiliyoruz. Burjuvanın başka bir karar alması zaten mümkün değil” türünden bir eleştiri değildi. “O kullarım ki sözü dinlerler de, en güzeline uyarlar” ayet-i kerimesinin hayata geçirilmesini amaçlıyordu.

Gerçekten de bu ayetin anlamı hayata geçti. Tayyip Erdoğan herkesi dinledi en doğrusuna kulak verdi. Böylece ne ispatlanmış oldu? “Türkiye diktatörlükle yönetiliyor” iddiasının doğru olmadığı ispatlandı. Türkiye diktatörlükle yönetiliyor olsaydı Tayyip Erdoğan’ın yanında kim, hangi itirazı yapabilirdi?

Hatırlayın, AK Parti öncesini. Değil % 52 ile iktidara gelen, % 20 ile koalisyon ortağı olanlar nasıl da kendi başlarına karar alıyor, Türkiye’ye dayatıyorlardı.
Kemal Derviş’in getirilmesini hatırlayın. McKinsey ile yapılan anlaşmanın çok ötesinde bir karar olmasına rağmen MHP’nin gücü Derviş’i engellemeye yetmemişti.

***

Başka ne ispatlandı? “İstişareye verilen önem” ispatlandı. Cumhurbaşkanı dinledi, istişare etti ve “Bir haftada iki karar” ahlaksızca eleştirilerini göğüsleyerek “ortak akıl”ı öne çıkardı.

Biz “şura” diyoruz. Onlar demokrasi diyorlar. Onların kavramları ise söyleyelim; Ak Parti’de demokrasiye nasıl önem verildiği ortaya çıktı.

Başkanın, McKinsey kararıyla bir gerçek daha ispatlandı. Hani diyorlardı ya “Ak Parti midesinden Amerika’ya bağlıdır” diye. McKinsey anlaşmasının da mideden Amerika’ya bağlılığın bir gereği/sonucu olduğu söyleniliyordu ya. Bunun da doğru olmadığı ispatlandı. Milli menfaatlerimize aykırı anlaşmalar yapılmış olsa bile, nasıl iptal edildiği gösterildi.

***

Yok, McKinsey anlaşmasının iptali “Ekonomi damada teslim edildi, damat ne derse o!” algı operasyonunun da doğru olmadığını belgelemiş oldu.
Yapılan icraatlar damadın da bulunduğu üst yönetim tarafından her zaman inceleniyor yanlış bulunursa iptal kararı çıkabiliyor. Yok öyle; “Ben bilmem, damat bilir. O ne dediyse geçerlidir” anlayışı.

***

Şöyle bir hafızanızı yoklayın.

AK PARTİ öncesinde, bu kadar seri bir şekilde, alınmış bir kararın iptal edildiğine hiç şahit oldunuz mu?

Ben hatırlamıyorum.

Bu açıdan da ülke geleceği için ümitvar olabiliriz. “Biz yaptık oldu” felsefesi ile değil, hoşgörü ile dinlenen eleştirilere kulak verildiği ispatlandı.

***

Bu sonuçtan sonra solcuların, komünistlerin, Kemalistlerin yaptığı gibi bu sefer de “McKinsey ile anlaşma niye iptal oldu?” üzerinden bağcıyı dövme operasyonları başladı.

Çünkü amaçları üzüm yemek değil. Her halükarda bağcıyı dövme.

Bunda da başarılı olamayacaklar, inşaAllah.

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
361 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...