logo

3 gündür manşet yaptıkları Sayıştay’ın, açıklamasını da verebilecekler mi?


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Üç gündür gazetelerde Sayıştay haberlerinden aktarımlar yapılıyor..

Aktarım yapılmasına, kimse itiraz etmez..

Ama resmen bilgiler çarpıtılıyor..

“Sayıştay dedi ki..” diye başlıyorlar..

“Sayıştay uyardı ki” diye bitiriyorlar..

Adamlarda küçücük bir akıl yok..

Azıcık bir tutarlılık derdi yok..

Taa 2010’lardan bu yana, diktatör ilan ettiğimiz bir Tayyip Erdoğan’ın tek adamlığı sözkonusu Türkiye’de…

Sabah akşam “Tüm ülke, iki dudağının arasında” diyerek algı oluşturduğumuz bir Türkiye’de..

2014 öncesini haydi es geçelim..

2014’de Cumhurbaşkanı seçildiğinde, “Tamam bittik” dediğiniz türkiye’de..

Bitmemişiz.. Ardından 2015 seçimleri yapılmış.

Yine sandıklardan Tayyip Erdoğan’ın partisi çıkmış.

Yetmemiş..

24 Haziran 2018’de bir daha Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimleri yapılmış..

Tekrar Tayyip Erdoğan ve partisi sandıklardan çıkmış..

Artık “Bittik, mahvolduk” modunu geçip..

“Küllerimiz savruluyor” demeleri gerekirken..

“Sayıştay şu raporda siyasi iktidarı uyardı.. Sayıştay bu kurumun hesaplarında şu yanlışı buldu” diye haber yapıp..

Yıllardır oluşturmaya çalıştıkları algıyı, kendi elleri ile yıkıyorlar..

Palavra olduğunu tescilliyorlar..

**

“Tek adam ülkesi olduk. Ülke diktatörün iki dudağı arasında” algısının yalan olduğu, Sayıştay’ın raporlarındaki, kamu kurumlarının hesaplarına getirilen eleştirilerle belgelendi mi?

Belgelendi..

Şimdi Sayıştay raporunu önüne alıp, ordaki bilgileri çarpıtarak haberleştirenlerin, bu ülkeye yaptıkları ihanetin nelere mal olabileceğini görelim..

Sayıştay iyiniyetle, “Şu hesapta yanlış var. Buradaki hesaplarda, şunlara dikkat edilmesi gerekir” dediği uyarıları, sanki bir sahtekarlık suçlaması yapılmış gibi, sanki bir zimmet suçlaması varmış gibi kendi algı operasyonlarına malzeme yapanlar..

Sayıştay’a şu açıklamayı yapmaya mecbur ettiler:

“Bazı basın yayın organlarında gerek Cumhurbaşkanlığı gerekse bazı kamu idarelerine ilişkin Sayıştay Raporları dayanak gösterilmek suretiyle gerçeklerle bağdaşmayan haber ve yorumlara yer verildiği görülmüş olup, aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.”

Açıklamanın girişi böyle..

Sonrasında yaşanılanlara tepki, daha yüksek sesle dillendirilmiş:

“TBMM’ye sunulan raporlar yıllık hesap ve işlemlerin denetimi sonucunda hazırlanan mali denetim raporları olup, söz konusu raporlarda yer verilen bilgiler esas alınarak kurumlar hakkında kamu zararına neden olunduğuna ilişkin değerlendirme yapılması söz konusu olamaz.”

Üç gündür gazetelerin birinci sayfalarını kaplayan haberlerin hepsi, kaynak Sayıştay’ın bu tespiti ile çöpe gitmiş oldu mu?

Oldu.

Sayıştay’ın kendisi, “Kamu zararına neden olduğuna ilişkin değerlendirme yapılamaz” diyor..

Noktayı koyuyor..

Dahası var..

Sayıştay raporlarını manşetlerine taşıyan gazetelerin yaptıkları sahtekarlık da yüzlerine aynı kurumun şu cümleleriyle vuruluyor:

“Cumhurbaşkanlığı 2017 yılı hesap ve işlemlerine ilişkin denetim raporunda olumlu görüş verildiği açıkça belirtilmiş ve bütçe ile verilen ödeneklerin aşılmadığı tespit edilmiş olmasına rağmen ekindeki mali tablolardaki bilgilerden hareketle gerçeklerle bağdaşmayan değerlendirmelerde bulunulması hem genel ahlaki ilkelerle hem de basın ilkeleriyle bağdaşmamaktadır.”

Ne diyor Sayıştay?

Kendisini kaynak gösterip, “yolsuzluk vaaar” diye bağıran gazetelere, “Ahlaksızsınız” diyor..

“Sahtekarsınız” diyor..

“Ben cumhurbaşkanlığı hesap ve işlemlerine olumlu görüş verdim.. Yolsuzluk yok.. Siz ise, bizim raporumuzu çarpıtıp, bize de sahtekarlık isnat ediyorsunuz” diyor..

Bitiyor mu, Sayıştay’ın, o gazetelere verdiği ders?

Bitmiyor..

Dünkü açıklamadan devam ediyorum:

“Diğer taraftan Karayolları Genel Müdürlüğü 2017 yılı hesap ve işlemlerine ilişkin denetim raporunda kurumun hesap ve işlemlerine ilişkin olumlu görüş verilmiştir. Görevlerinden biri de kamu idarelerine rehberlik etmek olan Sayıştay, bu fonksiyonu çerçevesinde Raporun ‘denetim görüşünü etkilemeyen bulgular’ kısmında kurumun muhasebe ve raporlama sistemine ilişkin önerilerde bulunmuştur. Yap-işlet-devret projelerinin uzun vadeye yaygın olması dolayısıyla, bu bölümde projenin başlangıcından sona ereceği tarihe kadar olan süre dikkate alınarak hesap ve işlemlerin belli bir sistematik çerçevesinde muhasebeleştirilerek projenin uygulanmasında geleceğe yönelik riskler esas alınmak suretiyle uyarılarda bulunulmuştur.”

Yani diyor ki Sayıştay, “Biz yolsuzluk tespit etmedik. Hesaplamada, kurallara uygun hareket edilmesi için, pratik önerilerde bulunduk..”

Ve daha önemlisi..

Gazetelerin yaptığı çakallığını, Sayıştay şöyle tanımlıyor:

“Söz konusu önerilerin kamu idaresi tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için varsayımlara dayalı hesaplamalardan hareketle kamu zararına neden olunduğu değerlendirmesi yapmak, gerçekleri saptırmaktan öte bir anlam ifade etmemektedir.”

Sayıştay daha ne desin?

Ne dese, bu ahlaksız gazetecilere fayda etmez ama..

Biz Sayıştay raporlarında imzaları olanlara seslenelim.

“Sakın ha sakın.. Bu ahlaksızlar çarpıtıyorlar diye.. Yazacağınız raporlardan.. Yapacağınız uyarılardan vazgeçmeyin..”

Niçin?

Çünkü o sahtekar gazetecilerin cibilliyeti budur..

Despot derler..

Despot denilen yöneticinin, tali noktalardaki, yolsuzluk niteliğinde olmayan küçük küçük hatalar rapor edildiğinde..

Despotluk iddiaları çürür..

Ama bunlar utanmazlar..

O küçük küçük hataları, devasa bir yolsuzlukmuş gibi gösterirler..

Sahtekarlığa da imza atarlar..

Takmayın bu sahtekarları kafanıza..

Siz ne yaparsanız yapınız, onlar çirkefliklerini göstereceklerdir..

Siz uyarınızı yapın..

Yönetimin hatalarını gösterin..

Daha verimli, daha pratik, daha fazla kamu yararı gözeten bir yönetim için ikazlarınızı yapın..

Dört dörtlük ülkeye gidişata katkınızı sunun..

O çirkefler mi?..

Zaten bir avuç kaldılar..

Onlar da önümüzdeki seçimlerden sonra, tasfiye olacaklardır inşaallah..

(YENİ AKİT)

Etiketler:
Share
306 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...