logo

09 Mayıs 2019

30 günlük kişilik diyeti


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

İslâm Kültürü “Tabib-i Kulûb” diye niteler Allah Rasûlünü. Yani “kalblerin tabibi” demek. O’na yönelirseniz, kalbinizi O’na verirseniz, O size ilacını söyler. İşte O, sallallahü aleyhi ve sellem, Ramazan orucu için diyor ki:

-Eğer, inançla, sonunda gerçek anlamda kurtulacağınıza inanarak orucun dünyasına girerseniz bir anlamda gerçek bir arınma yaşar, yani deyim yerindeyse kilometreyi sıfırlarsınız.

Onun için ilk şart, iradeyi bilemek, kalbî bir disiplinle yola çıkmak, inanmak, inanmak, inanmak…

30 günlük kalbî bir donanım bu.

Bir de, ümitvar olmak. Bu iş sonunda olacak, diye inanmak. “Ben o kalbî disiplini kuşanırsam, yollar açılacak. Rabbim bana yolda yürümeyi kolaylaştıracak.” Bu inancı hep diri tutmak. Çünkü bu inancın diriliği demek, benim o baştaki kalb disiplininden kopmamam demek.

Bu iş, 30 gün süreyle kombine bir hayatın kuşanılması niteliğinde olacak. Beden, kalb ve mal… İnsanla ilgili bu üç sektörün, tamamen Yaratan’a yakınlık iştiyakıyla yüklenmesi şeklinde.

Açlığın, susuzluğun, cinsel perhizin, kulluk bilinci ile yapılması gerekiyor bu 30 gün içinde.

Ömür O’nun, yani Yaratan’ın lütfu. Can O’nun lutfu. Sağlık O’nun lutfu. Yeme içme ve üreme düzeni O’nun luftu. İnsanın içine bütün bunlara yönelik arzuyu O koymuş. Ve O diyor ki:

-Bir ay süreyle, “Benim rızam için” bütün bu alanlardaki yönelişini kısıtla.

Bunun insana vermek istediği farkındalık duygusu şu:

-Bakalım hayatındaki bütün bu lütufların farkında mısın? Bu lütufların nerden geldiğinin farkında mısın?

-Bakalım aynı ihtiyaçları duyup da aynı imkanları bulamayanların farkında mısın?

Ama gel, daha da öncelikle, hemen o irade kuşanmasını yaparken, yola külli bir tevbe ile çık. Derin bir nefis muhasebesi ile…

Çünkü böyle bir yola külli bir çekapla çıkılır önce. Külli bir çekap için de külli bir kişilik MR’ı çektirmek gerekiyor. Kalbin büyüdü mü, karaciğerin yağlandı mı, vücudun orasında burasında anormallikler oluştu mu… Bu soruların şahsiyet karşılığı “Kalbin karardı mı, ya da ne kadar karardı, üzerinde ne kadar siyah nokta var, kalbinin üzerine ne kadar günah lekesi düştü, dimağının koordinatlarında savrulma var mı, dünyaya, yaratılışa, ölüme, ölüm ötesine nasıl bakıyorsun, gözlerin Rabbin lutfettiği safiyeti koruyor mu, ayakların hangi yollarda yürüdü, kulakların hangi seslerle doldu, dilinde, damağında helalin tadı mı saklı, haramın mı, ellerinde abdestin arı duruluğu mu var, harama dokunmanın kirleri mi? Bakmak lâzım, ayrıştırmak lâzım en ince ayrıntılarına varıncaya kadar…

Yeni bir hayata kanat açıyorsun ne de olsa…

Onun için geçmiş hayat dosyasını önüne koy ve ayrıştır. Nasuh bir tevbe yap. Yani yüreğinin en ince kıvrımlarına nasihat eden, “Allah’ın hududu aşılmaz” uyarısını yapan, “Kul hakkı ile Ahirete gidilmez” hükmünü kazıyan bir tevbe yap. Bir daha yapmamak için, bir mü’mine yakışmayan bütün geçmiş davranışların için tevbe et. Hukukunu çiğnediğin herkesle helalleş. Bir daha “hududullah”ı aşmamaya, bir daha kul hakkı çiğnememeye azmü cezmü kasteyle.

(KARAR)

Etiketler:
Share
499 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...