logo

28 Şubat’ta masumlar, bugün ise suç işleyenler yargılanıyor!


Ali İhsan Karahasanoğlu
a.karahasanoglu@gmail.com

Furyayı solcular başlattı..

“Biz 12 Eylül’de bile, bugünkü kadar haksızlığa uğramadık..”

Sonra..

Bizim mahallemizden de aynı söyleme katılanlar oldu..

“28 Şubat’ta kendimizi bu kadar baskı altında hissetmedik..”

Sonrasında hep birlikte nakarat haline getirdiler..

“Bugünkü kadar hiç olmamıştı.. Bugünkü, hepsinden farklı..”

O zaman buyrun..

Karşılaştırma yapmak istiyorsanız..

Yapalım gayri!..

Bakalım, çarpık karşılaştırmalarda, “kaş, göz, nasıl yarılıyor?”..

12 Eylül ile bugünü karşılaştırmak isterim ama..

Olay uzar.. Konunun farklı versiyonları devreye girer..

Solculara cevap vermeye çalışır iken..

Bizim esas değinmek istediğimiz 28 Şubat’a yer kalmaz.

Dolayısı ile..

28 Şubat ile bugünü kıyaslamakla yetinelim..

Benzer yönleri var mı, hatta bugün daha mı kötü durumdayız, değerlendirelim..

Önce bir tespit yapalım..

“28 Şubat’ta mağdur olanlara yüklenen suç ne idi?”

“Adam öldürme” mi?

Darbeye teşebbüs edip, TBMM’yi bombalama mı?”

“Tankları harekete geçirip, sokaktaki vatandaşların gövdelerini başlarından ayıracak kadar vicdansızca saldırılar düzenlemek mi?”

Neydi, 28 Şubat’ta mağdur edilenlere yönelik suçlamalar?

“Biz 28 Şubat’ta bile bugünkü kadar mağdur olmadık” diyenler, bir cevap versinler ki..

Bugünle kıyas yapabilelim..

Ne yapmıştı, 28 Şubat mağdurları ki, o günkü haksızlıklara uğradılar..

İmam hatiplerin orta kısımları kapatılıp, on binlerce gencin, İslam dinini öğrenmesi engellenmişti.. Ama, ne yapmışlardı da, bu okullar kapatılmıştı?

Boğaziçi Köprüsü’ne çıkıp, trafiği mi durdurmuşlardı?

Ne yapmışlardı ki, okulları kapatıldı?

Veya.. Başörtülü tüm öğrencilere yasak getirilip, on binlerce kız öğrencinin okuma hakkı ellerinden alınmasına gerekçe ne idi?..

Ne yapmıştı, üniversiteye giden başörtülü kızlar..

Ki.. Okuma hakları ellerinden alındı.

Suçlama ne idi?

Var mı gösterilecek, somut bir fiil?

Yok..

Ya ne var?

Kuru bir iddia..

“Size okuma hakkı verirsek, siz çoğalıp, kendinizde güç hissettiğinizde, farklı düşüncede olanların okuma haklarını kısıtlarsınız.”

Eee?!.

“Siz bize yapmadan, biz size yapıyoruz..”

Ne güzel iş..

Bir kesim, karşısındaki insanları “potansiyel suçlu” ilan ediyor..

Onlara, ilerde yapabileceklerini iddia ettikleri bir suçu isnat ediyorlar..

Sonra da..

“Biz şimdiden tedbirimizi alıyoruz, size hayat hakkı tanımıyoruz” deyip, engellemeye geçiyorlar..

Yoksa..

28 Şubat sürecinde, mağdur edilen hiç kimsenin, başörtülüsü ile imam hatiplisi ile Refah Partilisi ile..

İşledikleri küçücük bir suç yok..

İmza attıkları bir kanunsuzluk yok..

Tamamen masum oldukları halde..

Hakları çiğnendi..

Meslekleri ellerinden alındı..

**

Peki..

Bugün için, “Biz mağduruz. Hem de 28 Şubat’takinden daha fazla mağduruz” diyenlerin, tam merkezindekiler, ne ile suçlanıyorlar?

Meşru hükümeti devirmeye teşebbüs ile..

“Ben bizzat katılmadım” diyenler olabilir..

Katıldın, katılmadın..

O durum, yargılama süreci içinde ortaya çıkacak..

Ama ortada darbe yapmak isteyenlerin olduğu, bir gerçek..

250 insanın şehid edildiği bir gerçek..

Uçaklarla insanların üzerine bomba atıldığı bir gerçek..

TBMM binasının bombalandığı bir gerçek..

Bu suçlar sebebi ile bazı kişiler sorgulanıyor, bazı kişiler yargılanıyor, bazı kişiler darbeye iştirak ettikleri gerekçesi ile itham edilip, mahkum ediliyorlar..

En hafifi ile söyleyecek olursak..

Bazı kişiler de, bu darbecilerin haddinden fazla cezalara muhatap edildiği söylemini dillendirdikleri için yargılanıyorlar..

Ama, ortada bir darbe girişimi olduğunu, kimse inkar etmiyor. Mağduriyet olduğu iddialarının temelinde de, o cinayetlere karışanların fiillerinin olduğunu, kimse inkar etmiyor.

Edemiyor..

O halde?..

28 Şubat ile 17/25 Aralık sonrası Türkiye’sini..

Hele hele..

28 Şubat ile.. 15 Temmuz sonrasındaki Türkiye’yi karşılaştırmaya kalkanlar..

Elma ile armutu karşılaştırmaya kalkmıyorlar mı?

Büyük bir haksızlığa imza atmıyorlar mı?..

28 Şubat’ta mağdur edilenlere isnat edilen tek bir adli vaka yok..

Tek bir cinayet yok.

Tek bir işlenmiş suç yok.

Buna rağmen, masum insanlara o haksızlıklar yapıldı..

O vicdansızlıklara imza atıldı..

Ama bugün?

Bugün ortada bir suç var.

Meşru hükümeti devirmeye teşebbüs edenler var.

Cinayet işleyenler var..

Devletin kılcal damarlarına, soru çalarak, kumpas kurarak, torpil yaparak kendi adamlarını yerleştirdiği ortaya çıkan hainlerin işledikleri suçlar var..

Ve bu suçları işleyenlere yönelik yargılama yapılmasını amaçlayan bir siyasi iktidar var..

“Suçluların yanında, bazı kişiler de suçsuz oldukları halde mağdur ediliyor” denilebilir..

“Bunlar tespit edildiğinde, derhal yanlıştan dönülmelidir” ikazı yapılabilinir..

Ama..

“28 Şubat’ta çekmedik, bugün çektiklerimizi” derseniz..

Ben de size hatırlatırım:

“28 Şubat’ta hiçbir suç işlememiş insanlara mağduriyetler yaşatıldı.. Bugün ise, işlenen suçların karşılığında bir cezalandırma girişimi var. Arada bir mağduriyet varsa, işlenen suçlarla irtibat sebebi ile haklı gerekçelerle yaşanan mağduriyetler.. Onu da millet olarak göğüslememiz, hepimiz için bir vatandaşlık görevi!”

Yok, “ben suç işlemedim ki, ben, yanlışlıkla da olsa niye mağdur oluyorum” diyorsanız..

Sorarım size: “Milyonlarca insan niye mağdur olmuyor da, böyle maraza çıkartacak sizler mağdur oluyorsunuz? Biraz da kendinize baksanız?”

(YENİ AKİT)

Etiketler: » » » » » » » »
Share
451 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...