logo

25 Aralık 2019

Yargı bağımsız ve tarafsız mı?


Taha Akyol
t.akyol@gmail.com

Bir vilayetimizde bir savcı, kız çocukların kıyafetine soktuğu Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan görsellerini Facebook hesabından yayınladı. Bundan daha açık ve net “siyasi taraflılık” örneği olabilir mi?

Münferit bir olay olsaydı üzerinde durmazdım. Münferit bir olay değildir, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusundaki ağır sorunların dışavurumlarından biridir.

Arkadaşımız Akif Beki, olayı köşesinde yazdı:

“Partizanlık kamu görevlerinde, hele yargıda asla hoş görülemez.

Üstelik bu, partizanlığı da aşan taşkın bir militanlık, coşmuş bir fanatizm… Neresinden baksanız yenilir, yutulur olmayan bir iğrençlik… Nasıl tolere edilebilir!..”

YARGIDA YENİ YAPI

Bir savcı iktidarı eleştirseydi aynı derecede yanlış yapmış olurdu ama saniyesinde işten el çektirilir, Türkiye’nin öbür ucunda bir ilçeye atanırdı.

Çünkü kritik davalarda, hoşa gitmeyen hakimlerin o dosyadan alınıp yandaki odaya veya uzak bir il ve ilçeye atanmasının örnekleri çok.

İktidar vaad ettiği “coğrafi teminat”ı, yani hakimlerin başka yerlere atanmasını önleyecek kanunu hâlâ çıkarmadı…

Sadece bu değil…

FETÖ-darbe soruşturmasında 4 bin hakim ve savcı görevden çıkarıldı. Haklarında hiçbir delil olmayanlar ya da mahkemede beraat edenler bile görevlerine iade edilmedi!

Boşalan 4 bin kadroya yeni hakim savcılar almak için sınavlarda başarı puanı düşürüldü, düşük puanla sınavı geçenler, nitelikleri bilinen mülakatlara girdiler…

Ve öyle bir tablo ortaya çıktı ki; alt derece mahkemeleri ağırlaştırılmış müebbed hapis cezası veriyor; istinaflar onaylıyor… Ama bu kararlar yirmi yıllık hakimlerin bulunduğu Yargıtay’dan veya AYM’den ya da AİHM’den dönüyor.

‘YARGI ETİĞİ’

Adalet Bakanı Sayın Gül, esasa henüz dokunamamış olsa da bazı düzeltmeler yapmak için samimiyetle çalışıyor. Samimiyetini nereden mi biliyorum; çabasındaki süreklilikten…

Gül’ün inisiyatifiyle 11 Mart 2019’da törenle “Türk Yargı Etiği Bildirgesi” yayımlandı. Birkaç maddesini aktarıyorum:

2.5: “Yargıya güvenin sağlanması ve sürdürülebilmesi için bağımsız olmak kadar bağımsız görünmenin de önemli olduğu…”

3.2: “Tarafsız hareket etmekle yetinmeyip objektif bir bakış açısıyla tarafsızlıklarına ilişkin her türlü kuşkuyu bertaraf edecek bir duruş…”

Bu o kadar önemlidir ki, yargının tarafsız ve bağımsız olmakla yetinmeyip bunun “görülmesi” gerektiği konusunda AİHM 34 yıldır kararlar vermektedir. (Campbell ve Fell/İngiltere, 28.6.1984, paragraf: 81)

Anayasa Mahkemesi’nin de kararları vardır.

Siyasette ‘yargımız bağımsızdır’ diye ne kadar söylersek söyleyelim, yürütme makamı olan Beştepe’deki yargı törenleri böyle bir “görüntü” veriyor mu?! Mahkeme kararları hakkında siyasi irade beyanları böyle bir “görüntü” veriyor mu?

Bizim Cevdet Paşa 148 yıl önce, 1871 yılında hazırladığı Adlî Islahat Layihası’nda “asıl lâzım olan kamunun güveni olup bu dahi hakimlerin kendi hallerinden emin (hakim teminatı) olmasına bağlıdır” diye yazıyordu. (Tezakir, Tetimme, s. 101)

Hakim teminatını hâlâ güven verici düzeye çıkaramadık.

HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ

Dünyaya da “bizde yargı bağımsızdır” güvenini vermek istiyoruz, değil mi? Ama dünya Avrupa’nın en yüksek hukuki danışma organı olan Venedik Komisyonu’na inanır. Nitekim Şansölye Merkel, açıkça “Venedik Komisyonu’nun raporunu çok ciddiye alıyorum” diye açıklama yapmıştır. (23 Mart 2017)

Komisyon raporunda, CB sisteminde yargı bağımsızlığının çok gerilediği belirtiliyor.

En saygın anayasa hukukçularından Prof. Kemal Gözler, akademik eserinde, yargının üst üste dört defa kanun çıkarılarak nasıl siyasi etki altına alındığını yazmıştır. (Türk Anayasa Hukuku, s. 995-996)

Hukuk çevreleri akademik esere itibar eder.

Bir savcının partizan mesaj atması, bu büyük aysbergin üzerindeki bir noktadır. Uzun süre böyle devam edemeyiz. Nitekim iktidar da ‘reform’ görüntüsü vermek için törenlerle paketler açıklıyor. İyi ama esasa ilişmiyor.

Bu ülke hepimizin. Hangi “yüce dava” olursa olsun, hukuk ve adaletin bütün davalardan, ideolojilerden üstün olduğunu içimize sindirelim, Türk yargısını bağımsızlıkta, tarafsızlıkta ve kalitede gelişmiş ülkeler düzeyine çıkaralım.

Siyaseti hukuktan üstün tutanlar Türkiye’ye zarar verir.

(KARAR)

Etiketler:
Share
509 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...