logo

05 Ağustos 2019

Türkiye barış koridoru için düğmeye bastı


Bülent Orakoğlu
b.orakoglu@gmail.com

30 Temmuz 2019 tarihli MGK toplantısı öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Ak Parti İl Başkanları Toplantısı’nda “Fırat’ın doğusunda terör koridorunun oluşmasına izin verilmeyecek. Fırat’ın doğusundaki terör koridorunu paramparça etmekte kararlıyız” dedi.

Aynı tarihte yani 26 Temmuz’da MSB Akar’dan mevkidaşı ABD’li ve üst düzey yetkililer ile gerçekleştirdiği “Güvenli Bölge” görüşmeleri sonrasında sert açıklamalar geldi. Gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan gerekse MSB Akar, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyonda son derece kararlı olunduğunu, son olarak yapılan toplantıda Türkiye’nin tüm görüş ve tekliflerini ABD’li muhataplara ilettiklerini, ABD’nin oyalama stratejisinden vazgeçip gecikmeksizin Türkiye’nin tekliflerine cevap vermesini beklediklerini aksi halde inisiyatif kullanılacağını bir kez daha vurgulamışlardı. Türkiye’nin ABD’yi hedef alan bu sert mesajları Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyonun işaret fişekleriydi. Bu mesajların şüphesiz 30 Ağustos MGK toplantısından sayılı günler öncesi verilmesi MGK’nın gündemini belirlerken Türkiye’nin operasyon konusunda ciddiyetini de ortaya koymuştu.

Nitekim 30 Temmuz 2019 tarihli MGK toplantısı sonunda açıklanan bildiride “Suriye sınırımız boyunca oluşan otorite boşluğunun ülkemize yönelik tehditleri artırması sebebiyle, sınır güvenliğimiz çerçevesinde, bölgenin tüm terör unsurlarından temizleneceği ve bütün gücümüzle bir ‘Barış Koridoru’nun inşası için gayret sarf edileceği hususundaki kararlılığımız teyit edilmiştir” ifadeleri yer almıştır. MGK bildirinde geçen bu ifadeler Türkiye’nin özellikle yurtdışı terörle mücadelede konusunda bundan sonra izleyeceği stratejiyeilişkin yeni konseptin işaretlerini vermesi açısından önemlidir. ABD ile yürütülen ‘Güvenli Bölge’ müzakerelerinin seyrine göre Türkiye, yoluna ‘Barış Koridoru’ inşası ile devam edecek. Türkiye, Suriye ve Irak’ta terörle mücadeledeki kararlılığını yeni bir evreye taşıyor. Bir yanıyla Suriye ve Irak sınırından PKK/YPG’nin tasfiyesini vurgularken, diğer taraftan güvenli bölgeler kurarak Suriyeli göçmen veya sığınmacıların bu bölgelere dönüşünü sağlamak suretiyle aktif ve pozitif politikalarla Türkiye üzerindeki gerilim ve KAOS stratejileri engellenmek isteniyor.

BARIŞ KORİDORU GÜVENLİ BÖLGE TARTIŞMALARINDA NEREYE OTURUYOR?

Washington Ankara’ya, Fırat’ın doğusunda 5-14 km derinliğinde bir bölge öneriyor. Ankara ise Suriye’den çekilmeyi erteleyen Washington’un 30 km’lik derinliği iyice minimize etmesinden rahatsız. Artık bir sonuç alınmasını kuvvetle arzu ediyor. Bu minimalist öneriyi kabul ederek YPG’ye uluslararası ya da ABD güçlerinin himayesinde güvenlik vermeyi istemiyor. Aksine Fırat’ın doğusunda kendi imkanları ile güvenli bölgeyi kurma seçeneği daha da öne çıkıyor. TSK’nın düzenlediği Pençe ve Pençe-1 harekatlarını da ‘Barış Koridoru’nun Irak ayağı olarak değerlendirmek gerekir. Bu strateji ile hem Kandil’den Türkiye’ye yönelik terörü engellerken, aynı zamanda Kandil ile Suriye’nin kuzeyindeki irtibatı koparmak mümkün olabilecektir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Barış Koridoru ile ilgili olarak yaptığı açıklamada “Şimdi bu insanlar oraya barış ortamını yakalamak için gelecekler. O barış ortamında bu insanlar hem güvende olacaklar hem de ‘artık benim için savaş bitti, öyle bir ortamdan kurtuldum’ diyecekler. Tabii orada koalisyon güçleri onların o barış ortamında yaşamaları için tedbirleri alacak. Bize düşen görev neyse biz de tedbirlerimizi alacağız. Böylece insanlar orada üretime başlayacaklar. Kendi yiyeceğini kendi tarlasından alacak. Kurduğumuz endüstri bölgeleri ve organize sanayi bölgelerinde çalışacaklar. Bu çok önemli bir şey” demişti.

Türkiye, PKK/PYD’yi Fırat’ın doğusundan söküp atacak ‘Barış Koridoru’ için düğmeye bastı. ABD, TSK’yı durdurmak için, yarın Ankara’ya bir heyet daha gönderecek. Ancak, Türkiye’nin tavrı net. ABD istese de istemese de Ankara, Barış Koridoru’nu oluşturacak. Türkiye, güvenli bölge konusunda ABD’ye sunduğu şartlarından hiçbir değişikliğe gitmeyeceğini, Ankara’ya gelen heyete net bir şekilde ifade etmişti. Türkiye, terör örgütü PKK/YPG’nin tamamen arındırıldığı ve TSK kontrolünde olacak güvenlik sınırını, 32 kilometre derinlikte M4 karayolu olarak masaya koydu. Washington yönetimi ise sadece 4-5 kilometrelik küçük bir koridor da ısrar ediyor. Suriye’de ‘terör devleti’ projesini tamamen ortadan kaldırmakta kararlı olan Mehmetçik, Fırat’ın doğusunu PKK/YPG terör örgütünden temizleyecek harekât için Ankara’dan gelecek emri bekliyor.

Devam edeceğiz.

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
458 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...