logo

03 Ağustos 2019

Tamam, hepimiz delirdik!


İsmail Kılıçarslan
i.kilicarslan@gmail.com

Dün Türkiye’nin hakiki gündemi, Netflix, Puhu TV v.b “izle-öde” yayın platformlarının RTÜK denetimine girmesi idi.

“Bu denetim doğru mu oldu yanlış mı?” sorusuna cevap aramadan önce altını çizmek istediğim bir husus var. Dün, Netflix’in RTÜK denetimine açılmasına paralel olarak pek çok eleştiri okudum sosyal medyada. Hiçbiri bana “Wikipedia, booking.com falan derken, dünyanın en önemli sitelerinden istifade edemez, bilgiye erişemez olduk” şeklinde olanları kadar komik gelmedi.

Booking.comdan başlayayım. Site erişime açık… Sitede Türkiye şehirleri hariç, dünyanın istediğiniz şehrindeki otellere rezervasyon yapabiliyorsunuz. İş, Türkiye şehirlerindeki otelleri aramaya geldiğinde şöyle bir uyarı alıyorsunuz: “Şimdilik Türkiye’de bulunan müşterilerimiz bizimle maalesef sadece yurt dışı tesisler için rezervasyon yapabiliyor. Size hizmetlerimizi tamamıyla sunmamıza engel olan sorunları çözmeye çalışıyoruz. Yaşadığınız sıkıntıdan dolayı özür diler ve Booking.com’la ilişkinizin devamını dileriz.”

Bu süslü satırların ardındaki gerçek şu: TÜRSAB, son derece haklı gerekçelerle, “biz Türkiye’de rezervasyon sitesi kursak vergi ödüyoruz, bu canavar kapitalistler ödemiyor. Haksız rekabet var” diyerek dava açtı. Booking.com da “ben vergi vermem kardeşim” dedi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de “o halde Türkiye’de otel rezervasyonu yapamazsın” dedi. Ne olaydı? Vergi ödemeden milyonlarca dolar para mı kazanaydı?

Bir de şu meşhur “bilgiye erişemiyoruz” diye zırlanan, evet “zırlanan” wikipedia meselesi var.

Şimdi bir site düşünün. Bütün numarası “dünyada dolaşımda olan bilgiyi manipüle etmek” olsun. Bu sitede ülken için “IŞİD ile işbirliği yapıyor” yazılsın. PKK’lı terörist itten “gerilla” diye söz edilsin falan. Yine Türkiye Cumhuriyeti Devleti “bu içerikleri kaldırırsan, Türkiye temsilciliği açarsan, uluslararası hukuka uygun davranırsan, karartma operasyonlarının bir parçası olmazsan erişim yasağını kaldırırım” desin ama wikipedianın buna cevabı değil içerik kaldırmak, o içerikleri silinemez şekilde korumaya almak olsun. Dahası, sistemin kurucusu olan dangoz, hepimizin gözünün içine bakarak “bilgiye erişim temel haktır, Türkiye halkının bu hakkını savunacağım” yazsın.

Ne yapmak lazım gelirdi? “Ya işte PKK’lı itlere gerilla merilla diyorlar, Türkiye’yi terör işbirlikçisi gösteriyorlar ama bilgiye de erişmek lazım” mı diyeydik? Wikipedia’nın bir “bilgi manipülasyonu aracı” olduğunu bilmeyen mi var? Rusya niçin kapattı? Almanya niye binlerce madde sildiriyor bağırta bağırta? Bırak Almanya’yı Lüksemburg bile talep ettiğinde madde siliyorlar. Sana ise “lolo” yapmaya yelteniyorlar. Kapatır, geçersin. Bilgiye erişimin bin türlü yolu var yahu.

Geldik Netflix meselesine. “Parasını ödedim aldım, istediğim gibi kullanırım, sana ne” diyerek keskinleştirilmiş bir Samuray kılıcı sipariş eden var mı aranızda? Ya da bomba yapımında kullanılan bir malzeme? Bir keskin nişancı tüfeği? Biraz eroin?

“Parasını ödediğin her şey” senin kesin özgürlük alanın değildir a şapşik. Öyle olsa, parasını ödediğin arabada 300 kilometre hız yaparsın, polis de sana ceza yazamaz.

Yani şu “parasını ödüyorum, istediğim gibi izliyorum; devlet buna ne karışır?” savunmasını komik buluyorum. Netflix ve benzeri “izle-öde” platformların denetlenmesi meselesine geç bile kalındı.

Çocuk sekmesindeki rezaletlerle çalkalanıyor işte ortalık. Dudak dudağa öpüşen 8 yaşındaki iki kızın olduğu çizgi filmi “izletmem, olur biter” diyerek halledebilir misin? Madem öyle, pedofili içeren kitaplar için ortalığı niçin ayağa kaldırdın?

Yahut en kanlı sahnelerin en detaylı şekilde gösterildiği dizileri 12 yaşında bir velet gönlünce izlesin mi istiyorsun? Uyuşturucunun nasıl kullanacağının öğrenildiği sahneleri nasıl yapalım?

Gerçekten bunlarda hiçbir sorun görmüyorsan Adana’da kediyi öldüren çocuğa, İstanbul’da bonzaiden ölen gence dair falan kuracak tek bir cümlen olmaz, olamaz. Çünkü burası ne ekersen onu biçeceğin bir dünya hala…

Dahasını da söyleyeyim de mesele anlaşılsın. La Casa De Papel’de senaryoya hiçbir katkısının olmadığını bile bile bir eşcinsel aşk yerleştirilmesini, başka bin türlü şekilde halledebilecekken Black Sails’in ikinci sezonuna birbirine âşık iki erkek konulmasını, Dogs of Berlin’de sıfır ihtiyaç varken Türk polisin gay olmasını falan gerçekten

“tesadüf teorisi” ile mi açıklıyorsun yahu?

Denetlenmeli kardeşim. Uzun süredir televizyonda dizi izlemeyen, “yeni sezonu çıksa da izlesem” diyerek yabancı dizi bekleyen bir adam olarak söylüyorum bunu. Çoluğun çocuğun sağlıklı şekilde yetişmesi Peaky’in yeni sezonundan daha önemli. Başlarım senin ne anlama geldiğini senin bile bilmediğin özgürlük tanımına…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
395 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...