logo

10 Haziran 2019

Pontus


Hakan Albayrak
h.albayrak@gmail.com

Yunan medyasının “İstanbul’u Yunan kazandı” dediği iddia edildi ve olaylar gelişti…

Evvelâ bu iddianın doğru olmadığını belirtelim.

Bir Yunan gazetesi -Yunan medyası değil, bir Yunan gazetesi- Ekrem İmamoğlu ile ilgili bir haberi “Şehri Erdoğan’ın elinden alan Karadenizli ile bir gün” başlığı altında sundu. “Yunan” demedi; deseydi bile İmamoğlu’nu bağlamazdı, ama demedi; “Karadenizli” dedi.

Öyleyse nereden çıktı bu iddia?

Yunancada “Karadenizli”nin karşılığının “Pontuslu” olmasından çıktı.

Söz konusu haberi yazan gazeteci Ioanna Kleftogianni anlatıyor: “Yunanca Karadeniz Efxinos Pontos’tur, dolayısıyla o çevrede doğan ya da yaşayan herkese Yunancada Pontius (Pontuslu) denir. Bu etnik ya da dini değil coğrafi bir ifadedir… 31 Mart Belediye Başkanlığı seçimlerini takip ederken Sayın İmamoğlu’yla bir gün geçirerek kampanyasını yakından izleme fırsatı buldum ve buraya dair izlenimlerimi yazdım. İmamoğlu Trabzon doğumlu olduğundan Karadeniz’den söz etmesem kendisine dair çizeceğim portre eksik kalacaktı. Karadenizli olan herhangi bir siyasetçi ya da başka birinden bahsetsem Yunanca yine aynı terimleri kullanırdım.” (Kaynak: Independent Türkçe)

***

Son günlerdeki “Yunan” ve “Pontusçuluk” tezviratının kaynağı işte buncağızdan ibaret. Ha, bir de şu “Makarios heykeli” efsanesi var…

Efsanenin ardındaki gerçek: İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı iken, heykeltıraş Azmi Sekban’a bir Kıbrıs Anıtı yaptırdı. Bir heykel, iki rölyef (kabartma resim diyelim) ve bir şiirden oluşuyor bu anıt. Heykel, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Rauf Denktaş’ın heykeli. Rölyeflerden birinde Kıbrıs’a bayrak diken askerlerimiz, öbür rölyefte ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin çerçevesinin çizildiği, Türklerin bu cumhuriyetteki haklarının sıralandığı ve Türkiye’ye -tıpkı İngiltere ve Yunanistan gibi- belli şartlarda Kıbrıs’a müdahale imkânının tanındığı 19 Şubat 1959 Londra Antlaşması’nın imza töreni resmedilmiş. O imza töreniyle ilgili rölyefte Türk tarafını temsil eden Fazıl Küçük gibi Rum tarafını temsil eden Makarios da yer alıyor haliyle.

Çok mu lazımdı Makarios’lu bir rölyef? Bence hiç lazım değildi, heykeltraş Azmi Sekman Makarios’suz bir kompozisyonu tercih etseydi daha münasip olurdu; ama bu ayrıntıdan Rum Pontus komplosu çıkarmaya kalkışmak ne akla sığar ne insafa.

Adam oraya devasa bir Denktaş heykeli dikmiş… Adam orada Kıbrıs şehitlerine ve gazilerine, onların Kıbrıs’ta yükselttiği ay yıldızlı al bayrağa saygıyı ifade etmiş… Adam Kıbrıs Barış Harekâtı’nın hukuki zeminini hatırlatmış orada… Üstelik, Mustafa Kayabek’in Kıbrıs Türkleri için yazdığı ve Denktaş’a ithaf ettiği “Benim İki Bayrağım Var” şiirini de koymuş oraya adam; “Benim iki bayrağım var / Biri ana birisi kız / Benim iki bayrağım var / İkisinin de bağrında / Namusumdur ayla yıldız” diye haykırmış… İmamoğlu da bunları beğenmiş, sahiplenmiş… Böyle vatan hainliği mi olur?

***

Evet işte; “Karadenizli”nin Yunancası ve Kıbrıs Türklüğüne adanmış bir anıtta ayrıntı olarak yer alan Makarios figürü… Bunlara dayanıyor bütün mesele.

Şöyle okumamız gerekiyormuş bunları: “Topal Osman Ağa’nın Kurtuluş Savaşı döneminde Pontuslulara karşı, bu bölgeyi Pontuslulaştırmak isteyenlere karşı verdiği mücadelenin bir benzeri şu anda yine biz torunları tarafından bu mücadelenin verilmesiyle karşı karşıyayız.”

Bir kaşık suda koparılan fırtınanın şiddetine bakar mısınız?

Trabzon’da İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu protesto eden “gurub”un “tamamı”nın “Ekrem (İmamoğlu) gibi Müslüman gözüken Pontuslar” olduğunu ileri süren bile çıktı.

Daha neler!

***

“Bir kaşık suda koparılan fırtına” dedim, ama ortada bir kaşık su bile yok. Olsaydı bile, etnik köken tartışmasına ve sahte Müslümanlık ithamına kadar varan bu ‘fırtına’ asla mazur görülemezdi.

Tek kelimeyle hezeyan. Muhataplarını değil sahiplerini küçülten hezeyan. İmamoğlu ile baş etmenin yolu bu değil. Bu yol hiç mi hiç yol değil.

23 Haziran seçiminde kime yarayacağı / yaramayacağı konusu bir yana; milli birlik ve beraberlik şiarına mugayir, fevkalade çirkin ve fevkalade tehlikeli bir oyun bu. İlgili trollerin ve trol meşrepli bazı siyasetçilerin dikkatine!

(KARAR)

Etiketler:
Share
400 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...