logo

24 Aralık 2019

Ne iyi olurdu


Ahmet Taşgetiren
a.tasgetiren@gmail.com

Şam Emevi Camii’nde Cuma namazı kılabilseydik, ne iyi olurdu.

– Esed güçleri Ruslar’ın desteğiyle İdlib’i bombalamasa ve oradan on binlerce insan Türkiye sınırına doğru göç yoluna düşmese ne iyi olurdu. Hatta daha önce 4 milyon Suriyeli memleketlerinde kalsa, Türkiye’nin önüne bir mülteci sorunu çıkarmasa, yüzbinlercesi varil bombaları altında can vermese ne iyi olurdu.

– Mursi’nin devrilmesine ve Mısır’ın başına Sisi gibi bir diktatörün getirilmesine mani olabilsek ne iyi olurdu.

– Libya’dan çekilmek zorunda kalmasak ne iyi olurdu.

– Ortadoğu’da Osmanlı’nın hakim olduğu toprakları kaybetmesek ne iyi olurdu.

– Din kardeşlerimiz İngiliz fitnesine kapılıp isyan etmese ne iyi olurdu.

– Medine müdafamız başarılı olsa, göz yaşları içinde bu mukaddes beldeyi İngiliz altınlarıyla kafası bulanmış adamlara terketmesek ne iyi olurdu.

– Pakistan ve Endonezya, Suudi tehdidine boyun eğmeyip Kuala Lumpur zirvesine katılsa ne iyi olurdu.

– Suudiler ve Birleşik Arap Emirlikleri, Amerikan-İsrail çizgisine bağlı politikalar geliştirmek yerine Müslümanlıklarını öne alıp Türkiye ile birlikte hareket etse ne iyi olurdu.

– Amerika’ya karşı çok daha dik durabilsek ne iyi olurdu.

– Kürtlerle azami müştereklerde buluşan bir uzlaşma sağlayıp güçlü bir kardeşlik iklimi geliştirebilsek ve farklı Kürt gruplarının Amerika, Rusya, İsrail inisiyatifinde arayışlar içine girmesini önleyebilsek ne iyi olurdu.

– İhtişamlı Osmanlı dönemlerini kaybetmesek ne iyi olurdu. Ne iyi olurdu, gerileme, çözülme dönemlerini yaşamasak.

– Ne iyi olurdu ihtişamlı eğitim-bilim-kültür hamleleri yaptığımız dönemlerden geriye düşmesek.

– Balkan bozgununu yaşamasak ne iyi olurdu. Ordu bünyesinde siyasi kamplaşmalar olmasa ne iyi olurdu.

– Ne iyi olurdu Birinci Dünya Savaşına girmesek, Mondros’u-Sevr’i yaşamasak, Anadolu’nun, hatta İstanbul’un işgaline maruz kalmasak.

– İslam coğrafyasının göbeğine İsrail kaması saplanmasa ne iyi olurdu.

– Kırım Rus işgaline uğramasa, onbinlerce Kırımlı hayvan katarlarına bindirilip sürgüne gönderilmese, sonra “Ruslarla stratejik ilişki geliştirdiğimiz bir zamanda” yeniden Rus işgalini yaşamasa ne iyi olurdu.

– Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz Çin zulmüne maruz kalmasa ya da onlar için bir şeyler yapabilsek ne iyi olurdu.

– Libya’da Ruslarla karşı karşıya gelmesek ne iyi olurdu.

– Doğu Akdeniz’de karşımızda kimi İslam ülkesi olan böylesine bir cephe oluşmasa ne iyi olurdu.

– İçerde milli meseleleri bile konuşurken böylesine kamplaşmasak ne iyi olurdu.

– İçerde insanlarımız kendi devletlerinin hukukundan emin olsalar, muhafazakâr iktidar dönemlerinde dahi hak aramak için uluslararası yargı kurumlarının kapısını çalmak zorunda kalmasalar ne iyi olurdu.

– Ortak paydamız din konusunda bin parçaya bölünmesek ne iyi olurdu.

– İnsani kriterler konusundaki sıralamada dünya listesinin en tepesinde yer alsak ne iyi olurdu.

– Ülkemizin ana gündemlerinden birisi, kadın cinayetleri olmasa ne iyi olurdu.

– Uluslararası problemlerimizin çözümü için kimi zaman Amerika’ya kimi zaman Rusya’ya yanaşmak zorunda kalmasak, İslam dünyasından bir güç oluşturmayı başarabilsek ne iyi olurdu.

– İslam ülkelerinin bizden çok Amerika’ya, Rusya’ya yakın durmalarının sebeplerini anlasak da farklı bir çözüm oluşturabilsek ne iyi olurdu.

***

Mehmet Akif, “Ya hamiyyetsiz olaydım, ya param olsa idi” der. Hamiyyetiniz olur paranız olmazsa, bir fukara çocuk karşısında kıvranır durursunuz. Acıları görür onu dindirmek için gücünüz olmazsa kıvranır durursunuz.

İslam dünyası ve Türkiye bunun sancısını yaşıyor. Güç sadece ekonomik, askeri güçle sınırlı da değildir, insani erdemler itibariyle de dünyayı imrendirecek bir kaliteyi ifade ediyor güç. Güç, söylemden ibaret de değildir, çoğaltılmış dostlar, azaltılmış düşmanlardır güç.

(KARAR)

Etiketler:
Share
378 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...