logo

Kılıçdaroğlu’nun o sözü ne anlama gelir?


Mustafa Karaalioğlu
m.karaalioglu@gmail.com

Siyasetin lafı boldur. Özellikle, siyasal merkezin toplum üzerinde belirleyici gücünün böylesine yüksek olduğu durumlarda söz söylemek veya meydanı boş bırakmamak adına aman vermez bir rekabet olur. Bunlar çoğu kez sıradan polemikler ve özellikle Türkiye’de gündelik konuşma dilinin kalitesini düşüren lakırdıdan ibaret şeylerdir. Zaten sıradanlaşmaya meyyal kesimlerin cesaretini artıran, içinde bilgi kırıntısı olmadığı gibi bol hamaset ve sloganla süslenmiş cümlelerin biri gider öteki gelir. Sokağın istifade edeceği; yani bir siyasal vizyon öneren sözlerden ziyade siyasal tartışmalarda fanatizmi besleyen ve amiyane tabirle laf çarpmaya yarayan sözler ne yazık ki merkezi siyasetin ana faaliyeti haline geldi. Bugün de gelmedi, epeyidir böyledir.

Kıyaslamak mübalağa olmaz, bugünün siyasal dili 20, 30 yıl öncesinin çok gerisindedir. Düşük seviyelidir ve kalitesizdir. Üstüne bir de politikacılar sosyal medyaya kulak verme adına, o mecraların seviyesine inme konforunu da seçiyorlar ki, manzara bakılacak, duyulacak gibi değildir.

Son dönemde daha çok insanın televizyonda siyasal konuşma ve bunlar üzerine yapılan tartışmalardan soğumaya başlamasının sebebini burada aramak gerekir.

Neyse ki siyasal rekabet partileri büyük zihinsel değişimlere mecbur bırakıyor da bazen kulak kabartmaya değer sözler duyabiliyoruz. Bazen dediğim, gerçekten bazen. Haftada yahut ayda değil, yılda bir kadar…
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta sonu bir konuşmasında şöyle dedi: “Bizim de çok kabahatimiz, kusurumuz var. Bir başörtüsünü Türkiye’nin en temel meselesi haline getirdik. O kız çocuğumuz üniversiteye gidiyor mu, imkânını sağlıyor muyuz? Derdin o olmalı. Çocuklarımız okumalı, bilimi öğrenmeli ve hayatı sorgulamalı.”
Kılıçdaroğlu malum bir süredir, CHP’yi ülke gerçeklerine; yani Türkiye’nin sosyolojisi, inanç haritası ve siyasal hafızasına uygun istikamette dönüştürmeye çalışıyor. Artık çalışmayı geçti dönüştürüyor da… Nitekim, bu dönüşüm sayesinde; sadece bir bakışta CHP’li görünen aday profilini terkedip farklı kimlik kombinasyonlarının da CHP’de olabileceği kanaati uyandıran isimleri belediye başkan adayı göstermeye cesaret ederek yerel yönetimlerin en parlak koltuklarında iktidar olmayı başardı.
Başörtüsü konusunda söylediği sözleri de bu değişim penceresinden önemsemek gerekiyor. Böyle konuştuğu için partisine oy gelir mi, gider mi önemli değildir. Ayrıca da oy böyle meseleler üzerinden gelip gitmesin… Önemli olan ülkede en temel tartışma konusu olan, eski rejimin ana karakterini oluşturan ve CHP’nin siyasal desteğiyle de büyüyen başörtüsü meselesinde tarihi önemde bir tavır değişikliği açıklamış olmasıdır. Böylelikle, demokrasilerde sadece iktidarın değil, muhalefetin de temel sorunların çözümüne katkı verme prensibinin güzel bir örneğini göstermiştir. Başörtüsü meselesi zaten halloldu, yasaklar zaten kalktı veya aksi bir tavır zaten artık sürdürülemez diye düşünülebilir. Ama siyasal ve sosyolojik süreçlerin kırılganlığı açısından bu açıklama son derece gereklidir. CHP Liderinin ağzından duyulması bir tahahhüttür ve bir dönemin sonunu ilan etmektedir.
Rövanş müsabakalarına merakın yüksek olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Böyle bir söz, geri dönüşü imkansızlaştıran ve kılık kıyafet hürriyetini güçlendiren değerli bir siyasal cümledir.
Kılıçdaroğlu’nun partisi adına cesur sayılacak bu adımı umarız ki siyasete ülkenin ortak iyiliği için rekabet getirebilir. Daha fazla hürriyet, daha fazla hayat tarzı garantisi ve daha fazla empati adına…

(KARAR)

Etiketler:
Share
219 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...