logo

26 Ağustos 2019

Kaz Dağları altından kıymetlidir


Yusuf Ziya Cömert
y.comert@gmail.com

Bir öykü, nasıl ‘efsane’ olur? Nasıl yıllar boyunca dilden dile söylene söylene ölümsüzleşir?

Hepsi yalan, hepsi safsata, deyip geçebilir misiniz?

Amaaan! Birileri uydurmuştur, olur mu öyle şey?

Olur öyle şey.

Buraya ‘Hasan Boğuldu” diyorlar. Neden? Emine’nin sevdiği çocuk bu ırmakta boğulmuş efsaneye göre.

Emine, Hasan’a armağan ettiği çevreyi burada bulmuş.

Kendisini gölün yanı başındaki çınara asmış. Bu çınara da Emine Çınarı diyorlarmış.

Bir de Sarıkız var aynı dağlarda. İftiraya uğramış. Babası onu birkaç kazla dağa göndermiş. Bir gün merak etmiş kızını, dağa çıkmış. Sarıkız, babasına abdest alması için su vermiş. İhtiyar abdest alırken suyun tuzlu olduğunu fark etmiş.

Niye tuzlu?

“Denizden aldım” demiş Sarıkız.

Ve kara bulutlara karışarak kaybolmuş.

Sarıkız’ın kazları yüzünden bu dağın adı Kaz Dağı.

Tabii ki eski Yunan’dan kalma mitolojiyle harmanlanmış öyküler de var.

Hatta şunları yazarken bile kulağımda çınlayan Sutüven. Mustafa Seyit Sutüven’in Sutüven’i. “Bir kayadan duman duman/On yedi metre atlayan/Dağ kokusuyla yüklü su.” Çok yüksek değil. Ama zengin bir dağ.

Bugünlerde öğrendik ki, sadece efsaneleriyle, öyküleriyle, ormanlarıyla, sularıyla, bol oksijeniyle, vadileriyle, ırmaklarıyla zengin değil Kaz Dağları.

Kaz Dağları’nın üzerine yerleştiği 1,5 milyar yaşındaki kaya kütlesinde altın var.

Prof. Dr. Cenk Yaltırak bu cumartesi Kaz Dağları’nı anlatacağım deyince gittim Antik Kafe’ye.

Yaltırak’ın doçentlik tezi Kaz Dağları’nın jeolojik yapısı üzerine. Orada yıllarca çalışmış. “Her tarafını bilirim” diyor. Gerçekten, yerin altını da üstünü de biliyor.

Konuyu bir makalesinde kullandığı başlıkla özetliyor aslında.

Kazdağlarının boynundaki ip: Altın.

Anlattığına göre Biga Yarımadası’nın önemli bir bölümünü kaplayan Kaz Dağları’nda, toprağın altında binde 4 oranında altın madeni var. Altının tamamı çıkarılabilse 3,5 milyar dolar değerinde.

Bu altın siyanür kullanılarak topraktan ayrıştırılıyor.

Cenk Hoca, bu muhtemel gelirin yüzde 4’ünün Türkiye’ye ödeneceğini belirtiyor.

Kahvenin yardımcı moderatörü Mehmet Ali Verçin başka bir kaynaktan okumuş, Türkiye’ye ödenecek oranın yüzde 8 olduğunu söylüyor.

Aralarında ihtilaf çıkıyor.

Biz de Cenk Hoca’nın teziyle Verçin’in antitezini bir arada dinlemiş oluyoruz.

Özetle söylemem gerekirse, Mehmet Ali’nin ifadesine göre çıkarılacak altının değerinin yüzde 70’i kadar bir para maden çıkarmak için gerekli harcamalara gidiyor.

Nakliyesi, ayrıştırılması, madende çalışacak işçilerin parası, tabiatın restore edilmesi için yapılacak harcamalar Türkiye’nin kazanç hanesine yazılabilir.

Cenk Yaltırak bunların çok önemli olmadığı görüşünde.

Ona göre önemli olan, kaybedildiğinde bir daha geri getirilemeyecek olan, doğa.

Büyük bir su havzası Kaz Dağları.

Eğer bir kaza olur, siyanür toprağa karışırsa, Edremit’ten Gönen’e kadar geniş bir bölgenin suyu zehirlenebilir.

Burada madene izin verilirse emsal teşkil eder, bütün havza delik deşik olur.

Verçin de dersine iyi çalışmış. Kaybedilen tabiatın imar edilmesinin imkansız olmadığını daha önce bazı yerlerde bunun başarıldığını anlatıyor.

Moderatörümüz Alper Kanca hep birlikte Kaz Dağlarına gidip olayı yerinde incelemeyi önerdi.

Verçin, daha önce madencilik yapılıp da yeniden tabiata kazandırılan eski bir maden bölgesine de gitmemizi şart koştu.

O sıralarda, nedendir bilmem, başıma şiddetli bir ağrı girdi. Tartışmaya katılamadım. Tartışmayı izlemek de sanki başımdaki ağrıyı şiddetlendiriyordu.

Konuşmaların toplamına kendi hislerimi de katarak şöyle bir sonuca vardım.

Madenlerin memleket ekonomisine katılması lazım.

Bunun için en zararsız metotları tercih etmeliyiz.

Fakat, biz tabiata, insanlığa en zararsız yöntemi seçecek kabiliyette miyiz?

İnsanlarımız, bizi yönetenler, işadamlarımızın büyük ekseriyeti çok paragöz.

Kendi cebine girecek bir lira için memleketin on lira zarara girmesini umursamazlar.

Kaz Dağları’nın o bölgesindeki ağaçların ruhsat sahibi firma tarafından nasıl tıraş edildiğini bir videoda seyretmiştim.

Aman Allahım!

Sanki gür saçlı bir adamın kafasında permatikle derin ve geniş yollar açmışlar. Böyle bir tabiat katliamı yapılamaz.

Yapmışlar!

Cenkle Mehmet Ali’nin arasında kaldım.

Buna rağmen şunda karar kıldım.

Şiiriyle, efsaneleriyle, tabiatıyla Kaz Dağları, oradan çıkarılacak altından çok daha kıymetlidir.

Manen de kıymetlidir, madden de kıymetlidir.

(KARAR)

Etiketler:
Share
359 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...