logo

05 Ağustos 2019

* İki Veliaht, sizin için yol bitti! * “Dubai’ye bir İran füzesi düşerse ne yapacaksınız” diye sormuştuk. * Erdoğan’ı devirecek, Türkiye’yi durduracaktınız, o plana ne oldu? * BAE İran’la flört etmeye başladı. * Durun, daha neler göreceksiniz!


İbrahim Karagül
i.karagul@gmail.com

Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapmak için olağanüstü gayret sarfettiler. Ülkelerinin zenginliğini ve gücünü bu yönde seferber ettiler. Karşı çıkanları ya da planlarını açık edenleri yok ettiler.

ABD ve İsrail ne talimat verirse onu yapıyorlardı. Filistin halkını sattılar. “Yüzyılın Anlaşması” adını verdikleri bir projeyle Filistinlileri ebedi köleliğe mahkum etmeye çalıştılar.

ABD ve İsrail ile öyle pazarlıklar yaptılar ki; bırakın Müslüman dünyayı, kendi vatanlarına, Arap milletine bile ihanet ettiler.

MEKKE VE MEDİNE PAZARLIĞI

İslam iddiasından vazgeçtiler. Ellerinden gelse İslam’ı Arap yarımadasından kovacaklardı. Irak ve Suriye’ye dayatılan Baasçılığın bir tür yeni versiyonu onlar üzerinden servis ediliyordu.

Mekke ve Medine için gizli pazarlıklara yöneldiler. Bu iki kutsal şehir için de bir “Kudüs senaryosu” hazırlanıyordu ve onların eliyle uygulanıyordu.

Artık eskimiş, kimsenin ciddiyle almadığı “Ilımlı İslam” projesini kendi halklarına yutturmaya çalıştılar.

Oysa o bir güvenlik stratejisiydi, Ortadoğu’yu sömürme planıydı, bir çok ülkede “denenmişti”, FETÖ bu denemenin Türkiye ayağıydı. Artık hiç bir Müslüman ülke tarafından ciddiyle alınmıyordu ama onlar “yeni bulmuş” gibi buna sarıldılar.

BİRİSİ ŞEYTANCA BİR HİNLİKLE, DİĞERİ SIRITAN BİR KABALIKLA

Her şey “özgürlük” adı altında pazarlanıyordu. Dans partileri, abartılı İsrail sevicilikleri, “biz bugüne kadar niye savaştık ki, aynı milletiz” dili, Arap televizyonlarında neredeyse bir tarihi inkar eden şovlar, kadınlara özgürlük adı altında gizlenen bir yeni sömürge politikası sahaya sürülüyordu.

İki prens, iki veliaht üzerinden önce kendi ülkeleri sonra bütün Arap dünyası rehin alınıyordu. Birisi şeytanca bir hinlikle, birisi sürekli sırıtan bir kabalıkla, akılları sıra Arap devrimi yapıyorlar, Arap milliyetçiliği yapıyorlar, Arapları birleştiriyorlardı!

DARBE SENARYOLARINI FONLARKEN, TERÖR ÖRGÜTLERİNİ SİLAHLANDIRIRKEN..

Oysa bütün ülkeleri tehlikeye atıyorlar, büyük bir tuzağa sürüklüyorlar, ABD ve İsrail’e coğrafyayı rehin veriyorlardı. Onlar ellerine tutuşturulan oyuncakla oynarken, bir sahte kahramanlığınşımarıklığını yaşarken coğrafya büyük bir fırtınaya, yokluğa sürükleniyordu.

Onlar İran tehdidine karşı Arap ordusu kurmaya çalışırken, Türkiye’ye karşı bütün Arap dünyasına nefret saçarken aslında tuzak Suudi Arabistan’a kuruluyordu.

Onlar Erdoğan’ı devirmek için terör örgütleriyle işbirliği yaparken, PKK ve DEAŞ’ı silahlandırırken, ABD ve İsrail’in darbe senaryolarını fonlarken, coğrafyanın her köşesinde Türkiye ile açık savaş sürdürürken asıl imha planı onlar içindi.

MUHAMMED BİN SELMAN,MUHAMMED BİN ZAİD, ZAMANIN LAWRENCE’LARI..

Yemen’i mahvettiler, Sudan’da darbe yaptılar, Libya’da Hafter denen bir adam ve terör örgütünü silahlandırdılar, Müslüman Kardeşler’le savaşma adı altında ülkeleri mahvettiler.

Aslında kendileriyle savaşıyorlardı, ABD ve İsrail işgaline karşı olan her çevre ile savaşıyorlardı, coğrafyayı onların işgaline hazır hale getiriyorlardı. Onlara yüklenen misyon buydu.

Suudi Arabistan Veliahtı Muhammed Bin Selmanve BAE’li Muhammed Bin Zaid, 1. Dünya Savaşı sonrasının ikinci coğrafya dizaynının bölgesel temsilcileriydi. Zamanımızın Lawrence’larıydı.

“TÜRKLERİ DURDURUN” TALİMATI..

ABD/İngiliz istihbaratı, İsrail istihbaratı arkalarındaydı, onlarla beraber çalışıyorlardı, onlar adına bölgeyi dizayn ediyorlardı. Onlar adına terör örgütlerini yönetiyor, onlar adına S.Arabistan iç siyasetini dizayn ediyor, onlar adına para trafiğini kontrol ediyor, onların saha yapılarına çalışma alanı sağlıyor, onlar adına suikastler düzenliyorlardı.

Bu amaç doğrultusunda Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de hatta Türkiye içinde terörü fonlamışlar, silah sağlamışlar, cinayetlere ortak olmuşlardı.

Suriye’nin kuzeyindeki terör koridorunun en büyük finansörleriydi. Kendilerince Türkiye nüfuzunu bir yerde durdurmaya çalışıyorlardı. Oysa o proje onların değil başkalarınındı ve Müslüman dünyayı paramparça etme hesaplarının sadece bir cephesiydi. Onlara “Türkleri durdurun” talimatı verilmiş onlar da aptalca gönüllü olmuştu.

DUBAİ’YE BİR İRAN FÜZESİ DÜŞERSE NE YAPACAKSINIZ…

“Neyinize güveniyorsunuz” diye sormuştuk. “Bu iki veliaht duvara toslayacak” demiştik. “S. Arabistan daha Yemen’le uğraşamıyor ama İran’la savaşa hazırlanıyor” demiştik.

“Dubai’ye bir İran füzesi düşse BAE diye bir şey kalmaz” demiştik. “İki Veliaht en büyük aptallığı Türkiye düşmanlığına sarılarak yaptı” demiştik.

“Arap dünyasını Türkiye’ye karşı kışkırtmayın yarın muhtaç olursunuz” demiştik. “Biz yolumuzu buluruz, yüzlerce yıldır bulduk, siz mahvolursunuz” demiştik.

ANLAŞMAZLIK BAŞLADI. BAE SUUDİLERİ YALNIZ BIRAKIYOR. DAHA NELER GÖRECEKLER..

Çok geçmedi, işler karışmaya başladı. Yemen’de anlaşmazlığa düştüler. Muhtemelen BAE Suudileri yalnız bırakacak. Geçtiğimiz hafta BAE ile İran güvenlik toplantısı yapmaya başladı.

S.Arabistan’la birlikte bütün Arap dünyasını İran’a karşı tek cepheye dönüştürmeye çalışan BAE, tehlikeyi görmüş!

“İran bize bir füze atsa bütün yatırımcılar, yabancılar Dubai’den kaçar. Asyalıları bile çalıştıramayız. Biz ne yapıyoruz” diye sorgulamaya başlamışlar. İran’a karşı Suudiler yapayalnız bırakılıyor. En yakın cephe arkadaşları onları terkediyor.

İran’la savaşacak, Türkiye’de darbe yapacak, Erdoğan’ı devirecek, “Türk yayılması”nı durduracaklardı. Bu proje başlatılalı iki yıl oldu. Geldikleri yer burası. Daha neler görecekler… “Büyük tuzak size kuruldu” demiştik. Onu da görecekler..

İKİ PRENS DURDURULMALI

Suudi Arabistan ve BAE, iki Veliaht’ın etkisinden kurtulmalı, kurtarılmalı. Muhammed Bin Zaid ve Muhammed Bin Selman üzerinden korkunç kötülük tohumları ekildi, bunlara bir son verilmeli.

Bu iki prens, derhal bütün alanlardan uzaklaştırılmalı, ellerindeki bütün imkanlar alınmalı, mümkünse coğrafyadan kovulmalı.

Coğrafyaya kabus taşıyan, İsrail ve ABD istihbaratının tetikçisi bu iki veliaht bir an önce durdurulmalı.

Yoksa Arap dünyası büyük bedeller ödeyecek. Biz değil, onlar ödeyecek…

(YENİ ŞAFAK)

Etiketler:
Share
355 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...