logo

19 Temmuz 2019

Davutoğlu’nun siyaseti bırakma şartı


Akif Beki
a.beki@gmail.com

Yavuz Oğhan ve İsmail Saymaz’la üç saat boyunca akla gelen ne varsa Davutoğlu’na sorduk. Bidebunuizle YouTube kanalındaki canlı yayından ne anladım, aklımda ne kaldı derseniz, şu iki şey…

Bir…

Ne yalanlıyor ne doğruluyor, AK Parti’den ayrılıp ayrılmayacağı muallakta.

Ne kabul ne reddediyor, parti kurup kurmayacağı da belli değil. Yapabilir de yapmayabilir de.

Kapıları kapatmıyor, sürecin getireceklerine açık, kendini baştan bağlamıyor. AK Parti içinde pazara değil mezara dek de kalabilir. Ya da siyasetten tamamen çekilmesine kadar bile gidebilir süreç.

Ama kesin olarak anladığım, eleştirileri dikkate alınıp parti ve hükümet sistemi düzeltilene kadar durmayacak. Konuşmaya, eleştiri ve önerilerini sıralamaya devam edecek.

Kirişi kırmaksa kirişi kırmak, yol ayrımıysa yolunu ayırmak, diz kırıp oturduğu yerde oturmaksa dizini kırıp oturmak. Yani üniversite derslerine, kitap yazmaya, akademik hayata geri dönmek dahil… Bütün seçenekleri masada hazır tutuyor.

Susmamasının getirdiği rahatsızlık ve baş ağrısından kurtulmanın yöntemini kendi ağzıyla gösterdi. Davutoğlunu durdurmak için yapılacak şey, önerilerini hayata geçirmek. O takdirde tüm iddialarından vazgeçip siyasetten emekliliğe sevk edilmeye gönüllü, terk-i siyasete dahi razı.

Merak gidermeye, beklentileri karşılamaya yeter mi, takdir izleyenlerin.

Fakat istediğiniz raddeye sıkıştırın, şimdilik duyup duyacağınız bunlar. ‘Siyaseti bırakırım yine de manifestoyla deklare ettiğim davayı ve pozisyonu bırakmam’ diyor, başka da bir şey demiyor.

İki…

Kavgasız, gürültüsüz, karşılıklı takılmalarla, latifeleşerek nefsine ağır gelecek, hatta zoruna gidecek en sert eleştirileri siyasetçiye yöneltebilmeyi ve güler yüzle tartışmayı herkes özlemiş.

Ekranlardan yasaklanmak, gazetelerde gösterilmemek artık kitlelerle buluşmaya engel değil. Medya ambargolarının hükümranlığı bir kez daha yıkıldı, tekelci uygulamalar bir kez daha çöktü.

Ortalama bir haber kanalının rekor reytinglerine sosyal medyadan kolayca ulaşabiliyorsunuz.

SETA’nın kulakları çınlasın; çok sesli, serbest tartışma ortamını dış ya da iç uzantı demeden hangi platformda bulsa oraya koşuyor sıkkın ve bıkkın kalabalıklar. Dünkü yayınımızın gördüğü muazzam ilgi, ekranlardaki usandıran monotonluktan büyük göç gibi bir kaçışın ispatı.

Göç veren medyada nabız atmıyor, göç alan mecralarda ise canlılık, hayat emaresi sayılacak her kıpırtı bir çekim gücü.

Ne kasıldı ne bozuldu ne de gerildi Davutoğlu. Yüzü hiç asılmadı, en zülfüyare dokunan sorulara bile surat ekşitmeden sabırla cevap verdi. Sinir uçlarına basıldığında dahi diş gıcırdatıp sirke filan satmadı.

Kabız tartışmalardan, baskı ve kasvetten bunalanlara nefes aldırmaya yetti bu da.

Başdanışmanlık döneminden başlayarak dışişleri bakanlığı ve başbakanlık yıllarıyla yüzleşti, yanılgı ve başarısızlıklarını üstlendi, hatalarının hesabı sorulurken de suçu başkalarına atmadı.

Tek itirazı ve şikayeti, sorumlu tutulduğu politikalarda sevapların başka aktörlere, günahlarınsa sadece kendisine mal edilmesi.

O kadar ‘kusur’u Davutoğlu’na çok görenler için bile seyirlikti, sırrı burada. İkna edemeyeceklerine bile kendini izletmeyi başardı.

Emsallerinin çoğalması dileğiyle…

(KARAR)

Etiketler:
Share
323 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KÖŞE YAZILARI

  • İNZAL EDİLMİŞ ADIMIZI, ÜRETİLMİŞ “İSLÂMCI” KAVRAMI İLE DEĞİŞTİRMEK SAPMALARA KAYNAKLIK ETMİŞTİR

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Her din ya da ideoloji, kendini özgün taşıyıcı kavramlarıyla ifade eder, tanımlar ve mesajını insanlara ulaştırır. Temel tanımlayıcı kavramlar, nötr değildirler; zihnine girdikleri, kendilerini benimseyerek kullanan insanları, kendi arka planındaki din, düşünce, felsefe ve ideoloji istikametinde dönüştürürler. Bunlar, o din ya da ideolojinin, taşıyıcı, inşa edici ve dönüştürücü etkiye sahip olan inanç eksenli kavramlarıdır. Bir de taşıyıcı olmayan, yani dinî ve ideolojik boyutu belirleyici olmayan kavramlar vardır ki onları, her din ya da ideol...
  • ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir Kaynak: ‘Savaş ve Siyaset’, Aynı Hedef İçin, Farklı Silâhlarla Yapılan Eylemler Manzumesidir – SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

    02 Mart 2020 YAZARLAR

    Bu Pazar günü, birkaç noktaya değinelim: 1- Anamuhalefet’in lideri ve sözcülerinin, ‘Bizim askerimizin tırnağının ucundan kesip attığı bir parça bile bütün Suriye’den daha değerlidir.’ şeklindeki sözü çok matah bir şeymiş gibi geçen hafta boyunca sık sık dile getirmeleri sorgulanması ve utanılması gereken bir yaklaşımdır. KK ve adamları, yürekleri elveriyorsa, aynı sözü, Suriye için değil de, o ülkeye yarım asırdır zorla tahakküm ve zulmeden Baas Partisi, Esed Hanedanı ve Beşşâr Esed’in şahsı için söylesinler. Ama, dilleri varmaz ona bir olu...
  • Süleymani’nin öldürülmesine niye sevineyim?

    04 Ocak 2020 YAZARLAR

    İran’ın önemli generallerinden birisi, ABD füzeleri ile öldürüldü. Sevinmemiz gerektiğini söylüyor bazılarımız.. Gerekçeler önümüze koyuyorlar.. “Ortadoğu’da sürekli Şia mezhebinin yayılması için, haksız girişimlerde bulunup, örgütlenmeler yaptı.. Suriye’de binlerce Müslümanın ölümüne sebep oldu.. Yemen’den sorumlu.. Irak’tan sorumlu.. Kadınların ırzına geçilmesinden sorumlu.. Bebeklerin ölümünden sorumlu.. Esad’ın kimyasal silah kullanmasından sorumlu..” Devam ediyor, tutulan liste.. Devam ediyor, gerekçeler.. Ben ise şöyle bakıyor...
  • Tapu idaresi tepkide niye gecikti?

    03 Ocak 2020 YAZARLAR

    Haber yankı uyandırmış, konu nazik, konu netameli, ucu 'çılgın proje' hassasiyetlerine dokunuyor, kamuoyu zaten teyakkuzda, duyarlılık tavana vurmuş, üstüne belediyelerin tapu bilgilerini online sorgulama yetkisinin kaldırıldığı söyleniyor, Kanal İstanbul hattındaki arazileri toplayanların izi sürülemeyecek deniyor, yer yerinden oynuyor... Ne beklersiniz; tepkilerin hedefindeki Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün zaman kaybetmeden, sabah ilk iş duruma açıklık getirmesini. Peki onlar ne yapıyor? Haberi alan alıp satan sattıktan sonra, a...