logo

”ABD tercih yapacak; ya Türkiye ya FETÖ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fethullah Gülen’in iadesi için Washington yönetimine seslendi, “ABD de bir tercih yapacaktır, ya Türkiye ya FETÖ. Ya darbeci terörist FETÖ ya da demokrasi ülkesi Türkiye. 85 koli dosya gitti. 17 yıldır ülkesinde barınan bu zalimi, bu şarlatanı, bu alçağı herhalde artık Amerika saklamayacak, gönderecektir” dedi.

erdogan-yenikapıCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki Cumhurbaşkanlığı makamının yer aldığı ana binanın şeref kapısı önünde kurulan platform üzerinden, demokrasi nöbeti tutan vatandaşlara hitap etti.

Erdoğan sözlerine, “Ankara, başkent Ankara sadece devletimizin değil, gönüllerin de başkenti olan Ankara. Bizler asla hiçbir beşeri gücün önünde eğilmedik, eğilmeyiz. Sadece ve sadece Rabbimizin huzurunda rükuda eğildik, eğiliriz. 15 Temmuz’da tarihinde ilk defa işgal girişimine maruz kalan Ankara, hainlerin emellerini tek yürek, tek bilek olarak engelleyen Ankara, seni gönülden selamlıyorum Ankara.” diyerek başladı.

Ankara’dan, darbecilere karşı fiili bir direnişin gerçekleştirildiği yerlerden birisi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nden 79 milyon vatandaşı selamladığını belirten Erdoğan, “Ankara, ülkemizde adeta kurtuluş günü olmayan ender şehirlerimizden biriydi. 15 Temmuz, Türkiye’nin tamamıyla birlikte Ankara’nın da kurtuluş günüdür.” ifadesini kullandı.

Erdoğan, milletin 15 Temmuz’da kendisini esarete, zillete, acıya, zulme, kaosa mahkum etmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bıraktığını söyledi.

15 Temmuz’un, bu ülkede yaşayanların “millet” olduğunu tüm dünyaya gösterdiği bir gün olduğuna işaret eden Erdoğan, Ankara Marşı’nın “Ankara’nın taşına bak. Gözlerimin yaşına bak. Biz düşmanı esir ettik. Şu feleğin işine bak.” sözlerini anımsatarak, konuşmasına devam etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz gecesinde milletin, darbe girişimcileriyle birlikte kendisine düşmanlık eden herkesi esir alarak asaletini bir kez daha gösterdiğine dikkati çekerek, “148 evladı şehit, bin 223 evladı da gazi olan Ankara, o gece çok farklı bir destan yazdı. Gerçekten de o gece Kızılay’da, Meclis’te, Genelkurmay’da, Gölbaşı’nda, Kazan’da, Mamak’ta, Etimesgut’ta, Yenimahalle’de, Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde velhasıl Ankara’nın her köşesinde ayrı bir destan yazıldı. Ben tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına, milletimize başsağlığı diliyorum, gazilerimize Rabbimden şifalar diliyorum, şükranlarımı sunuyorum.” diye konuştu.

“MİLLETİMİZ HALA MEYDANLARI BIRAKMAK İSTEMİYOR”

Pazar günü Yenikapı’da milletin farklı bir destan yazdığını, aslında 21. asrın, demokrasinin yeni kapısını açtığını, adalete yönelik de bir yeni kapı açtığını dile getiren Erdoğan, 5 milyon kişinin katılımıyla “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nin yapıldığını anımsattı.

Erdoğan, İstanbul’daki mitingde birlik, beraberlik ve kardeşlik olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Aslında İstanbul’daki nöbetlerle beraber ‘demokrasi nöbetlerini devam ettirelim’ dediler. Dedik ki, ‘Sizler zaten bunu gönlünüzde, ruh dünyanızda devam ettiriyorsunuz. Fakat biliyorum ki milletimiz ülkesine, özgürlüğüne, geleceğine öyle sımsıkı yapışmış durumdaki ‘bitti’ demeye gönlümüz razı olmadı. Finali burada, Ankara’da yapalım istedik.

Şimdi görüyorum ki milletimiz hala meydanları bırakmak istemiyor. Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal’in İstiklal Harbi’nin en sıkıntılı günlerinde ifade ettiği bir ilke vardır. Ne diyordu, ‘Hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır.’ Biz de diyoruz ki, ‘Demokrasi nöbeti sadece belli saatlerde, belli yerlerde yapılmaz. Demokrasimize, özgürlüğümüze, devletimize, geleceğimize günün 24 saati, yılın 365 günü evlerimizde, iş yerlerimizde, her yerde sahip çıkacağız.”

Vatanın her köşesinde, günün her saatinde demokrasi nöbetinde olacaklarını söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Tehdidin, tuzağın, ihanetin, sabotajın nereden geleceği, ne zaman geleceği, kimden geleceği belli olmuyor. Bugün Şırnak’ta yine şehitlerimiz var. Mardin’de, Diyarbakır’da patlamalar var. İhanet nöbetini FETÖ bırakıyor, PKK devralıyor, o bırakıyor, DAİŞ devralıyor. Biliyoruz ki hepsinin cibilliyetinin gereği bu. Biliyoruz ki bunların tıynetinin gereği bu. Onlar da bunu yapıyor. Karakterlerinin gereğini yapıyor. Onlar ihanet nöbetlerinde birer ikişer geberecekler, biz demokrasi nöbetlerinde, vatan müdafaasında, evelallah ‘Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda, canı, cananı bütün varımı alsın da Hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyecek, yola devam edeceğiz.”

“PENSİLVANYA’DAKİ ŞARLATANIN YOLUNDAN GİDENLERİN SONU HÜSRANDIR”

“Gördüğünüz gibi bir tarafta şerefli bir mücadeleyle Hakk’ın müjdesine nail olmak, diğer tarafta belhüm adal olarak, hayvandan daha aşağı seviyede yok olup gitmek var.” ifadesini kullanan Erdoğan, Hakk’ın yolundan, istiklalin yolundan, istikbale yönelik bu yoldan, milletin yolundan gidenlerden olmakla gurur duyduklarını vurguladı.

Erdoğan, şöyle konuştu:

“Ruhunu şeytana satmış Pensilvanya’daki şarlatanın yolundan gidenlerin sonu hüsrandır. DAİŞ denilen ve sadece Müslüman kanı döken proje örgütün arkasından gidenlerin akıbeti hüsrandır. Bu ülkeyi ve milleti bölmek için 30 yıldır kan döken PKK’nın yalanlarına kananların sonu hüsrandır. Mezhep ve meşrep farklılıkları üzerinden milletimizin içine fitne ve düşmanlık tohumları ekenlerin durumu da farklı değildir. Onlar da hüsrandadır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin 15 Temmuz’da sadece Fetullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) değil, benzer heveslere sahip herkese, her çevreye mesajını net olarak verdiğini anlattı.

Malazgirt’i, İstanbul’un fethini, Çanakkale’yi yeniden yaşamayı göze almadan kimsenin bu vatanı parçalayamayacağını, bu milleti bölemeyeceğini, bu devleti yıkamayacağını dile getiren Erdoğan, “Biz bunun için hangi bedelleri göze aldığımızı en son 15 Temmuz’da cümle aleme gösterdik.” değerlendirmesinde bulundu.

Erdoğan, 15 Temmuz gecesi bu ülkeyi ele geçirebileceğini sananların aslında kendilerince her şeyi çok iyi planladıklarını ancak hesaplarında çok büyük bir hata yaptıklarını ifade ederek, şöyle devam etti:

“Onların uçakları vardı, F-16’ları vardı ama onları biz satın almıştık, ücretini biz vermiştik. Helikopterleri vardı ama onları biz almıştık. Tankları vardı, zırhlı taşıyıcıları vardı, bunları biz almıştık. Ellerinde silahları vardı, biz almıştık ama aldıklarımızı bu hainlere meğerse bu zalimlere teslim etmişiz. O gece milyonların sokağa dökülüp tüfeklerin, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına… Bunlar düşünemediler bir şeyi, bu millet onların karşısına çıkacak, bunu düşünemediler.”

“KOVALIYORUZ, KOVALAYACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşması sırasında vatandaşlar, “Feto gelecek, hesap verecek” diye slogan attı.

Bunun üzerine Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“İnşallah. Bugün Bulgaristan’da, bunların finansörü olan bir tanesi daha yakalandı. İlticası kabul edilmedi, reddedildi ve Türkiye’ye teslim edildi. Aldık. Kovalıyoruz, kovalayacağız. Onu da kovalayacağız. Er veya geç Amerika Birleşik Devletleri de bir tercih yapacaktır. Ya Türkiye ya Feto. Ya darbeci terörist Feto veyahut da demokrasi ülkesi Türkiye. Bu tercihi yapmak durumunda. 85 koli dosya gitti. Böyle bir darbe yanlısını, böyle bir darbe organizatörünü, yaklaşık 17 yıldır ülkesinde barınan bu zalimi, bu alçağı, bu şarlatanı herhalde artık Amerika daha fazla saklamayacak, gönderecektir.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cumhurbaşkanıyla, Başbakanıyla, siyasi parti liderleriyle, emniyetiyle, yargısıyla, belediyeleriyle bu devletin topyekun kendilerine karşı koyacağını, bunlar akıllarına dahi almamışlardı. Bunlar başka şey zannediyorlardı. Türk Silahlı Kuvvetleri içinde namuslu subayların, vatanseverlerin olabileceğini de bunlar akıllarına getirmemişlerdi. Bu vatanın öz evladı olan askerlerin, yazdıkları senaryoda yer almayacağını öngörememişlerdi. Bunlar Ömer Halisdemir gibi bir vatan evladının çıkıp kendilerini alınlarının ortasından vuracağına ihtimal vermemişlerdi.

Bu ordunun içerisinde neler var neler. Sen istediğin kadar tuğgeneral ol. O da daha önce emir subaylarındandı ve işte o Ömer Halisdemir, onun darbe için geldiği haberini aldı ve o da görevini yaptı. Allah makamını inşallah Peygamber’e komşu olan şehitlik eylesin. İnşallah tüm yakınlarına Rabbim sabırlar lütfetsin.”

“BÜTÜN HESAP MAKİNELERİ O ANDA KİLİTLENDİ”

Darbecilerin, üzerlerine bomba yağdırdıkları özel harekatçıların, diğer meslektaşlarıyla bir olup önlerine set çekeceğini de düşünmediğini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Özel Harekatta da 53 kardeşimiz şehit oldu, uçaklardan yağdırdıkları bombayla. Bu ne vicdan ya, bu ne alçaklık ya. Kim o özel harekatçı? Bu vatanın evladı. Bizim polisimiz, özel harekatçımız, onları bile topyekun imha ettiler. Ama onların kardeşlerinin, onların mücadele arkadaşlarının, onlara nasıl bir bedel ödeteceğini düşünmediler, düşünemediler. Çünkü ‘Summun, bukmun, umyun fe hüm la yerciun.’ Onların gözü vardı, görmüyordu, kulağı vardı, duymuyordu, ağzı, dili vardı konuşamıyordu çünkü kalp mühürlenmişti. Ve onlar da mühürlendi, bunları hesap edemediler. Çünkü bütün hesap makineleri o anda kilitlendi.

Memlekette artık tankların altından girip üstünden çıkacak, namluların üzerine cesaretle gidecek kahramanların kalmadığını sanmışlardı. Ama bakıyorsunuz bir Sabri gencimiz çıkıyor, tankın paletleri arasına kendini atıyor. Birinci paletten kurtuluyor, ikinci tankın altına kendini atıyor, yine paletlerin arasından giderken kolu yara alıyor. Kendisini aradığımda verdiği cevap manidar, ‘Cumhurbaşkanım siz nasılsınız?’ diyor. ‘Sen beni bırak, sen nasılsın bana onu söyle.’ dediğimde, ‘Bana doktor amcalarım, hemşire ablalarım bakıyor.’ diyor. Yaş 34. ‘Peki ne yapıyorsun?’ dedim. Aldığım cevap çok manidar, ‘Ben imam hatip ve ilahiyat mezunuyum fakat 6 yaşından beri hava savunma sistemleri üzerinde çalışıyorum. Şu anda da özel sektörde, hava savunma sistemleri üzerinde bilgisayar yazılımı yapıyorum.’ dedi. İşte bunları hesap edemediler.”

15 Temmuz gecesi darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşların hikayesini anlatan Erdoğan, “Dolaştığım şehit evlerinden bir tanesinde orada da bir Çetin kardeşim. Babasından dinlediğim, o akşam hanımına ‘Ben gidiyorum’ diyor. Abdestini almış ve şehadet namazını kılmış. Eşi ‘Ben de geleceğim’ demiş. Beraber köprüye gitmişler. Çetin kardeşimiz köprüde şehit oluyor. Sivas Koyunhisar’dan. İşte bunu hesap edemediler. Şehitler tepesi boş değil, bunu hesap edemediler.” diye konuştu.

Erdoğan, “Şehitler ölmez, vatan bölünmez. Rabb’imiz müjdesini veriyor, ‘Onlara ölüler demeyiniz, onlar diridirler ama siz bilemezsiniz.’ Ulubatlı Hasanların, Koca Seyitlerin, Nene Hatunların, Kara Fatmaların, Karayılanların soylarının kuruduğunu zannetmişler. İşte Vatan Caddesi’nde, Esenler’de oturan o hanım kardeşim. Zırhlı taşıyıcı ile onu parçaladılar, öyle şehit ettiler ve o da Hakk’a öyle yürüdü. Beyiyle oğluyla konuştum, o duruş o davranış her türlü takdirin üzerindeydi çünkü onlar şehadeti anlamışlardı.” ifadelerini kullandı.

FETÖ mensuplarının Türk milletinin kadını, erkeği, genci ve yaşlısıyla sokağa çıkacağını düşünmediklerini belirten Erdoğan, “Yol arkadaşımız” diyerek andığı reklamcı şehit Erol Olçak’ın da o gece 17 yaşındaki oğlu ile darbe girişimini durdurmak için sokağa çıktığını ve baba oğulun burada şehit olduklarını aktardı. Erdoğan, Erol Olçak sağ olsaydı, pazar günü yapılan Yenikapı mitinginin organizasyonunu onunla yapacaklarını ama mesai arkadaşları ile yürüttüklerini dile getirdi.

FETÖ mensuplarının 15 Temmuz günü ülkeyi ve milleti ele geçirmek hayalleriyle akıbetlerine koştuğunu ifade eden Erdoğan, “Biz bunlara terör örgütü dedikçe ‘Silahsız terör örgütü mü olur?’ dediler bize. Yıllarca bunu dillendirdiğim zaman bunu dediler. Bunlar silahsız terör örgütü olur mu ya, bunlar devletin silahları ile silahlanıyordu. Hesaplarını buna göre yapmışlardı.” dedi.

“MİLLETE ÇEKTİKLERİ SİLAH KENDİ SURATLARINDA PATLADI”

Erdoğan, FETÖ’cülerin 15 Temmuz günü devletin ülkeyi korumak için namuslarına emanet ettikleri silahları millete çevirerek dünyanın en alçak terör örgütü olduklarını gösterdiklerini aktararak şöyle devam etti:

“Haksızlıklarıyla hukuksuzluklarıyla iftiralarıyla riyakarlıklarıyla yıllardır mücadele ettiğimiz bu hain örgütün eline kan da bulaştı. Hem de milletin kanı bulaştı. Bu millet her hatayı affeder, her eksiği hoş görür ama ihanet karşısında müsamahasızdır. Fetullahçı Terör Örgütü ülkeye de millete de ihanet etti. Bu hainlerin darbe girişimi görüntüsü altında sergiledikleri terör, Türkiye’nin işgali provasından başka bir şey değildir. Biliyoruz ki kendi milletine silah çeken, kendi ülkesini başkalarına da peşkeş çeker. Hamdolsun millete çektikleri silah, kendi suratlarında patladı. Bumerang gibi onları vurdu ve yine hamdolsun peşkeş çekmek istedikleri ülke, tarihlerinde pek az rastlanır bir birlik ve beraberlikle hedeflerine doğru yürüyor.”

Şair Necip Fazıl Kısakürek’in “Surda bir gedik açtık, mukaddes mi mukaddes. Ey kahpe rüzgar, artık ne yandan esersen es.” dizelerini hatırlatan Erdoğan, “Bizim de bir ‘Rabiamız’ var. Bu Rabia’mızın birincisi tek millet. İşte tablo burada, tek milletiz. Türküyle Lazıyla Çerkeziyle Gürcüsüyle Boşnağıyla Romanıyla velhasıl 79 milyon tek millet.” diye konuştu.

Erdoğan, Rabia işaretinin ikincisinin tek bayrak olduğunu hatırlatarak, “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” dizelerine atıfta bulundu. Erdoğan, Türk bayrağının renginin şehitlerin kanından geldiğini, yıldızın ise şehitlerin ta kendisi olduğunu söyledi.

“BU MİLLETİ AŞAMAYACAKSINIZ”

Üçüncü olanın tek vatan olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:

“780 bin kilometrekarelik bir vatan toprağımız var. Bu vatan toprağımızın üzerinde kimse hesaba girmesin. Hesaba girenler bunun bedelini ödeyecekler. Şimdi Kandil’den birileri kendine göre açıklamalar yapıyor. Kırsaldan şehre ineceklermiş, geleceğiniz varsa göreceğiniz de var. Bunu böyle bilin. Yani bir taraftan PKK, bir taraftan FETÖ, bir taraftan DAİŞ, bir taraftan PYD, bir taraftan YPG, topunuz gelin. Allah’ın izniyle bu milleti aşamayacaksınız, Rabb’imin izniyle bu milleti aşamayacaksınız. Ben şuna inanıyorum, biz bir ölürüz, bin diriliriz. Bunu terör örgütleri de böyle bilsin.”

Erdoğan, dördüncü olanın ise tek devlet olduğuna işaret ederek “Türkiye Cumhuriyeti devletimizden başka devlet yok. Nedir o, paralel devlet. Hadi bakalım kursaydın. Şamarı yedin mi, yedin ama bitmedi. Bunların kökünü kazıyacağız. Şu anda inlerine girdik. Şunu da açık söyleyeyim, biz bunları intikam hırsıyla yapmıyoruz. Bu işgalcileri temizliyoruz, hukukla, adaletle temizliyoruz. Hukuk içerisinde temizliyoruz. Bize kimse de bir yerlerden akıl vermesin” dedi.

Anayasa ve hukukta ne varsa onun uygulandığını ve uygulamaya da devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, alandaki vatandaşların “İdam isteriz” sloganları üzerine şöyle konuştu:

“Kardeşlerim, bu konudaki kanaatlerimi daha önce de sizlerle paylaştım. Yine söylüyorum, halkımın bu talebini siyasiler bir kenara koymamalıdır, koyamaz. Yapmaları gereken parlamentoda bunu görüşmektir. Parlamentoda bu görüşülürken hukuki boşluklarla kimse izaha kalkmasın. Bu darbenin tarihi bellidir, dolayısıyla darbenin tarihinden itibaren de bu masaya yatırılmalıdır. Eğer parlamento bu talebe ‘evet’ diyorsa Cumhurbaşkanı olarak ben bunu onarım. Parlamento ‘evet’ demezse tabii ki benim de yapacağım bir şey yoktur çünkü biz şehitlerimizin ruhunu muazzeb edemeyiz. Gazilerimize ihanet edemeyiz ve milletin talebini de eğer demokrasi diyorsak o zaman geri çeviremeyiz. Demokrasi milletin taleplerinin iktidar olduğu bir rejimdir ve bunu yaparız.”

“BİRLİĞİNİZE DÜNYA HAYRAN KALACAK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazilere, o gece “Ya şehit olurum ya gazi” diyerek yollara dökülen, darbecilerin karşısına imanla inançla dikilen tüm vatandaşlara şükranlarını sunarak şunları kaydetti:

“Tüm Ankaralıların gazalarının bir kez daha mübarek olmasını diliyorum. Tabii Türkiye genelinde 240 şehidimiz var, 2 bin 195 yaralımız, gazimiz var. Hepsinden Rabb’im razı olsun. Demokrasi nöbetlerindeki coşkusu ve vakarıyla ülkesine ve milletine olan bağlılığını cümle aleme ilan eden vatandaşlarıma teşekkür ediyorum. ‘Allah ülkemizi ve milletimizi ilelebet korusun’ diyorum. Şimdi artık virgülü atıyoruz ve bu demokrasi nöbetlerine artık ara veriyoruz ama ruh dünyamızdan, gönül dünyamızdan bu nöbetleri çıkartmayacağız.”

Darbecilere karşı mücadele veren ve demokrasi nöbetlerine katılan vatandaşların tarih yazdığını vurgulayan Erdoğan, “Gece sabahlara kadar hiçbir ayrım yapmaksızın, hiçbir siyasi düşünce yapmaksızın, sanatçısıyla sporcusuyla siyasetçisiyle tüm medya büyük bir çoğunluğuyla tarih yazdınız. Onun için şu birliğinize dünya hayran kalacak. Hiç endişe etmeyin hep beraber dik olacağız, diri olacağız, iri olacağız, kardeş olacağız ve Türkiye olacağız.” ifadesini kullandı.

Etiketler: » » » » » » » » » » » »
Share
792 Kez Görüntülendi.

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.